Korkak medyanın metamorfozu



Claudia Roth, Türkiye’de pek gündeme gelmeyen bir konuya parmak basmış. Ancak bu gündeme gelmeyen, getirilmeyen ve üstü konvansiyonel medya tarafından örtülecek olan konu medya çalışanlarının arasında çok popüler bir konu. Özellikle NTV’de yaşanan son “değişim” hareketinde bu iktidar baskısının varlığı çokça tartışıldı. Belki twitter gibi sosyal ağlar sayesinde bu tartışmalardan bizim de haberimiz oldu ama medya dünyası bu konuda dedikodu kazanını çoktan kaynattı.

Her ne kadar medyanın krize dayalı tasarrufları sonrası sektörün dışında kalsakta hala sektörün içinde nelerin konuşulduğunu duyan kulaklarımız var. Evet Roth haklı Türk medyasında iktidar yanlılarının karşısında yer alan basın küçüldü ve zayıfladı hatta marjinalleşmeye bile başladı. Ortada duran ve her devrin adamı konumunda olan büyük medya patronları ise önceleri tavır aldıkları hareketin kesin iktidarı yani aslında son seçim sonrası “büyüklüğünü” kavrayarak geri çekilmeyi tercih etti. Hatta şimdi bunu Türk halkına objektiflik çerçevesinde sunuyorlar. Star’ın Doğuş grubuna satışı sonrası sayın Uğur Dündar bildiğiniz gibi Star’dan ayrıldı. Ayrılma kararını almasına sebep olarak, Mirgün Cabas’ı etkin bir habercilik rolünden alan ve Banu Güven’in arkasında duramayan Doğuş grubunun kendi arkasında da duracak cesareti olmadığına inancıydı. Bunda haklıydı ama daha sonra Doğan kanallarında da görev almayacağını söylemesi, Doğan’ın da zaten artık baskılara ne kadar dayanabildiğinin göstergesi oldu. Doğan’dan net cevap alamayan Dündar’ın farklı bir karar alması da beklenemezdi.

Dündar demişken, Can Dündar geçen sene canlı ana haberde ezberleri bozmuş, NTV’yi eleştirel bir haber kanalı haline getirmiş, insanı merkez alan haberciliğiyle, sorgulayan eleştirel ve rahatsız eden bir habercilikle Türk halkını tanıştırmıştı. NTV’nin her şeye uzak duran soğuk ve nesnel yapısı daha önce Banu Güven’le bozulmuştu. Ancak Can Dündar’ın haberi Banu Güven gibi provakatif hale getrimeden yani haber çizgisini aşmadan yapması aslında Banu ile bozulan NTV imajını da tamir etmişti. Peki ne oldu da canlı ana haber ortadan kalktı. Gündemin nabzını bu kadar iyi tutan Can Dündar ile yollar neden ayrıldı? Bence NTV imaj değiştirme ve “haberi” ön plana alma adına eleştirelliğini, hükümeti rahatsız eden sivri tepeleri yonttu.  Bu yontma işleminden her sabah gündemi ele alan Yazı İşleri programı da nasibini aldı. Ve bunu bize yenilik olarak sundular. Bu yontma işlemi sonrası, herhalde eski stüdyonun yazı işleri gibi programları hatırlatacağından korktular ki stüdyo bile yenilendi.

Umalım bu “yenilik” bizim dediğimiz gibi olmasın, umalım NTV iktidar baskılarına boyun eğmeyen bir kanal olsun. Ama Türkiye’de yaşadığımızı her hatırladığımızda bu dediğimiz ne NTV ne de diğer yayın kuruluşları için gerçek olabilir. Desenize objektif yayıncılık bizim için büyük bir masal olmaya devam edecek. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski