Eli kanlı Ülkücü seremonisi









Yeni Yargı paketi, Türkiye'nin ileri demokrasisi yeni bir evrimsel noktayı daha başarıyla geçti. Artık bakın, ileri demokrasiyi tırnak içine almaya bile gerek yok. Zaten nasıl bir ülkede yaşadığınızın farkındaysanız ironi yapmak için tırnaklara ihtiyaç kalmıyor. Yani Nazım'ın dediği gibi deryanın içinde yaşayıp deryayı bilmeyen balıklardan değilseniz. Bu ülkede 80 ihtilali öncesi birçok siyasi cinayet işlendi. Bu cinayetleri solcular işlediğinde hapis köşelerinde yeni işkence aletlerinin üzerinde denemeleri yapılırdı. Gerçi bugünde çok bir şey değişmedi. Sağcılar işlediğinde ise yani aslında arkasında derin devletin izi varsa nedense uzun süre yakalanmadan dolaştılar ülke ülke. Bu cinayetlerden en önemlisi 7 TİP'linin öldürüldüğü Bahçelievler katliamıydı. 8 Ekim 1978 günü işlenen cinayetle birlikte Türkiye'nin 1980 darbesine doğru emin adımlarla ilerlemesi için önemli bir adım atılmıştı.


Yıllarca devlet babaları tarafından korunan katillerden Haluk Kırcı birkaç kez yakalanmış olmasına rağmen her nedense sürekli tahliye edilmiştir. Oysa katliamda tetiği çekenin Kırcı olduğunu düşündüğümüzde bu ülkede nasıl bir adalet işleyişi olduğunu da çözmek mümkün değil. 3. Yargı Paketi denen saçmalığın Türkiye'de Yargı işleyişini değiştirtmekten çok tarihin tekerrürden ibaret olduğunu göstermesi ne acı. Fakültede Nurşen Mazıcı adlı İnkılap Tarihi hocamız bize şöyle derdi: "Tarih ancak aptallar için tekerrür eder." Ben o zamanda söylemiştim arkadaşlara ne yazık ki Nurşen hoca Türkiye'de yaşadığı gerçeğini göz ardı ediyor. Ne yazık ki bu ülkede tarih sürekli tekerrür ediyor. Sadece oyuncular değişiyor, roller hep aynı. Belki bazen yöntem değişiyor ama amaç aynı olunca tekrara girmekten kaçamıyor. Keşke diyorum bende Ülkücü filan olsaydım. Yaşamak daha kolay olurdu bu ülkede. Baksanıza adamlar 80 darbesinde içeri alınıp işkence görünce yaygarayı koparıyorlar. Vay be, bu ülkede solcu olduğu için, Kürt olduğu için yıllarca sistematik işkence görenler nedense hiç akıllarına gelmiyor. Ne güzel işte tek yapman gereken her şehit cenazesinde, terör saldırısında bütün Kürtlere nefretle saldırmak. Oysa solcu olup, hümanist olup temel hak ve özgürlükleri korumaya çalışmak ne zor öyle. Hayatta savunmadığın, belki de hiç savunmayacağın insanların  hakları için mücadele etmek. En ufak muhalif gösteride Polis jopu ve biber gazıyla tanışmak. 


Oysa Ülkücü olsan birde ardında devlet baba varsa alırsın eline silahı iki "vatan haini" öldürürsün sonra da babalar gibi yurt dışında yaşarsın. Hani kaçak hayatı filan da değil, yanlış anlaşılmasın. Baya bildiğin interpol bile ararken seni sen kolayca Türkiye'ye gelip gezip tozarsın. Hani oldu ya tutuklandın. Devlet baba sana sahip çıkamadı. Bir gün gelir, bugün olduğu gibi hatırlanırsın, bir bakmışsın özgürsün. Öldürdüğün onca insan mezarlarında ters dönerken sen hayatını yaşamaya devam edersin. Ve bunun adına da Yargı reformu olur mesela. Hani reform sözcüğü bile utanmıştır kendisini bu cümle içinde kullandığım için. Şerefli, onurlu anlamsal hayatına büyük bir lekedir reformun, bu yargı paketini reform ile ifade etmek. 


Bahçelievler katliamının eli kanlı katilleri dışında Muhsin Keyha isimli bir başka Ülkücü katil daha serbest kaldı. Ama işte aslında onun kimlerin canına kıydığından çok kimlere teşekkür ettiği önemli. Kehya, Başbakan'a, yetmez ama evet diyerek ülkeyi 12 Eylül karanlığından çıkarmak isteyenlere ve MHP'ye teşekkür etti. Biliyorsunuz yetmez ama evetçiler sayesinde şu anda çok pürü pak 12 Eylül mezaliminden temizlenmiş bir ülkede yaşıyoruz. 1980 darbesinin hazırlık aşamalarında yer alan ve yanlışlıkla hapse atılan eli kanlı katiller devletin onları hatırlaması sonrası artık serbest. Hayır yani adam gitmiş devlet için "vatan hainlerini" öldürmüş, ayıptır yani hapse atılır mı hiç. Neyse yüce devletimiz yanlışından döndü ya bu da bize yeter. Hay Allah'ım sana geliyorum, yardım et bana. Mesela YÖK kalktı, Milli Güvenlik Kurulu denen saçmalıktan kurtulduk değil mi ama? 12 Eylül'ün bütün işkencecileriyle, bütün kurumlarıyla hesaplaşıldı ve bunu AKP ve yetmez ama evetçiler bize sağladı. Öyle olmadı mı, hala YÖK yerinde mi duruyor, Milli Güvenlik Kurulu filan da var. Peki ne yaptı bunlar? Ha 12 Eylül'ü yargılıyorlar, iyiymiş o da bir başlangıç. Sadece Kenan Evren ve Tahsin Şahinkaya mı? Onlarda duruşmalara katılmıyor. Tamam da bu nasıl bir hesaplaşma ben anlamadım. 


Böyle kendi kendime konuşur gibi anlattım ama süreç öyle büyük bir komediye dönüştü ki ancak böyle bir anlam ifade ediyor. Ama her zaman diyorum ben yetmez ama evetçiler vatan hainidir, AKP'yi bu hale onlar getirdi filan demiyorum. Kimseyi verdiği oydan, kendi demokrasi anlayışı açısından suçlayamam. Zaten tarih onlara neyin doğru, neyin yanlış olduğunu gösterecek. Umarım bunu kabullenecek olgunluğa sahiptirler. Çünkü ben tam tersi durumda verdiğim Hayır oyunu sineye çekip, hata yaptığımı kabullenmeye daha baştan hazırdım. Ama belli ki yetmez ama evet diyenler halen bu durumu kabullenememişler. Tabii kolay değil, o kadar iştahla bunu savunup bugün ülke açık cezaevine dönünce kararınızdan dönmek. Adama sorarlar aklınız yenimi başına geldi diye. Ama bence önemli olan ders alabilmektir. Hayattan ders aldığınız sürece ilerleyebilirsiniz. Yoksa hep aynı yerde aynı hataları tekrar edip durursunuz. Tıpkı Türkiye örneğinde olduğu gibi. Bu ülke hiçbir zaman hatalarından ders almadı ve hala olduğu yerde saymaya devam ediyor. 

4 Yorumlar

Görüşlerinizi paylaşın

  1. Hasiktir Lan :) Gülerek Okudum,Saçmalıklar Silsilesi Resmen...

    YanıtlaSil
  2. Çok çarpıcı ve bilgilendirici bir yorum. Şu anda gerçekten çok utandım, bu yazı gerçekten saçmalık:))))))))))))) Madem o kadar kendi fikrine güveniyorsun, neyin neden saçmalık olduğunu yazında görelim. Hani size isminizle hitap ederdim ama görüyorum onu bile yazmaktan çekinmişsiniz. Türkçe dersen o da yok. Bu yorumu ibret olsun diye silmeyeceğim:)))

    Arkadaş fikrini belirtecek cesaret ve bilgiye sahip değilsen niye yorum yaparsın. Ne diyeyim Allah akıl fikir versin.

    YanıtlaSil
  3. senin solcu dediğin öğrenci liderleri hangi yabancı istihbaratların kucaklarında kucaktan kucağa geziyordu haberin varmı senin,inen paraların nerelerden finanse edildiğinden haberin varmı senin,devrimmiş ideolojiymiş,her dış menşeili operasyon stk lar üzerinden güzel afilli sloganlarla başlar,bu jargon altında çok adamı telef ettirdi o ''humanist'' abilerin,hariçten gazel okumuşsun

    YanıtlaSil
  4. Şimdi bu çok eski bir yazı ve ülkücü adı altında bir çok solcu genci katleden adamların nasıl elini kolunu sallayarak ülkede dolaştığını eleştiriyor. Evet özellikle 70'li yıllarda sol gruplar silahlandırılıp ülke içinde bir iç savaş çıkarılmaya çalışıldı. Bunların neci olduğu kimlere hizmet ettiğini iyi biliyorum. Belki u yazının eksik noktası bu olabilir. Ama yazının konusu bu olmadığı için doğal bence. Yine de bir eleştiri olarak dikkate değer. Ama işte insanın ismini cismini yazmadan eleştiri yapması hem de belli bir bağlamda olan bir yazıya sol düşmanlığı üzerinden saldırması bana pek de yapıcı gelmedi.

    YanıtlaSil
Daha yeni Daha eski