Nasıl anlatmak gerek olanları, bu sayfalara binlerce hakaret yazsam içimdeki yangını söndürebilir miyim? Benim içim bile bu kadar yanıyorsa, Özgecan'ın annesi ne haldedir? Ben hayal edemiyorum doğrusu. Bu ülke hakkında daha ne yazmak gerekir, kimin için yaşayacağız bu ülkede. Bu acılara daha ne kadar katlanmamız gerekiyor. Tünelin sonundaki ışığı görebilen var mı? Ben göremiyorum çünkü.
İlk defa yazmıyorum bu ülkede yaşanan tecavüzleri. Bazıları AKP başa geldikten sonra arttığını savunuyor, bir kısım ise laik sistemin yozlaştırdığı gençler diyor. Ben ise hiç birine itimat etmiyorum. Bu erkekliğin temel sorunlarından biri. Kendi nefsine hakim olamayan erkek sadece bu ülkede değil her yerde aynı şeyleri yapıyor. Fark şurada, gelişmiş ülkelerde böyle bir caniliğin karşılığında en ağır ceza verilir. Tecavüz gibi suçlarda tahrik indirimi gibi insanlık dışı kavramlar kullanılmaz. Başka ülkelerde oluyor diyenler o ülkelerde bırakın tecavüzü en ufak tacize bile nasıl cezalar verildiğinin farkında değil. Bu ülkeyi korumak adına nasıl bir pisliğin üzerine oturduğunun hiç farkında değil.
Tecavüzü konuşuyoruz, rahatsız edici belki ama bu ülkede ve dünyada en çok tecavüz aile içinde yaşanıyor. Dünyada bile kadın aile içinde, kocasından ve akrabalarından gelen tecavüzleri saklamak zorunda hissediyor kendini. Akraba tecavüzleri açığa çıkabiliyor ama kocanın tecavüzü ayrı bir başlık konusu. Erkeklere göre kocanın hakkı olanı almasından fazlası değil. Ama tecavüz kadında travma yaratıyor, bütün dengesini bozuyor. Kendi rızanız olmadan birinin sizin ırzınıza geçmesi biz erkeklerin anlayabileceği şeyler değil.
Çocuk istismarı ise yazarken bile tedirgin ediyor beni. ABD gibi ülkelerde çocuk istismarı ile çok büyük bir mücadele var. Bizim ülkemizde ise neredeyse ceza almadan kurtuluyorlar. Ülkede gizlenen birçok ensest ve çocuk tacizi vakası var. Ve ne yazık ki kimse halının altını kaldırıp bu pislikle başa çıkmayı göze alamıyor. Kadınlarımızı, çocuklarımızı, ailemizi koruyamıyacaksak biz neden erkek olarak dünyaya geldik. Kadını korumaktan anladığımız eve kapatmak ve herkesten sakınmak olmamalı. Ama işte bu ülkede erkekliği kanıtlamanın yolu başka. Erkeklik tanımlaması farklılaşmadıkça birşey değişmeyecek. Kadınlara saygı göstermenin bir lütufmuş gibi sunulduğu, her şeyde kadını kullanmanın yolunu aramanın erkek olmak sayıldığı, kadına saygı göstermenin kılıbıklık olduğu bir kültürden bahsediyorum.
Bence daha alacak çok yolumuz var. Kültürümüzü erkek egemen yapısından kurtarıp, kadına saygı duyan erkekler yetişmeye başladığında bu ülkede bir şeyler değişir. Ama ben o ülkeyi bu gözlerle göreceğime olan inancımı her geçen gün kaybediyorum.