Yeni bir hayat bizi bekler



Hayat aşık olmaktan mı ibarettir diye sordu adam ama yanıtını bildiği soruları cevaplamaktan çoktan vazgeçmişti. Bir kadına tutulmak, sırf onun için hayatta önüne çıkan her türlü fırsatı görmezden gelmek ve sadece o kadın için yaşamak. Ne yazık ki adamın aşktan anladığı buydu. Bir kadına ömrünü adamaya cesaret edebilmekti aşk. Yoksa yolun yarısında çekip gideceğini bilse o yola hiç çıkmazdı. Ama nedense hiçbir kadın adamın elinden tutup buna cesaret edememişti. Hani elinden tutanlar olmuştu ama bu seferde yol yanlıştı. Anlayacağınız ya yol yanlıştı ya da kadınlar. Hiç bir zaman o yola gitmeye cesaret edecek bir kadın çıkmamıştı karşısına. 

Düşündü adam hayatındaki hangi kadına mükemmel bir hayat vaadinde bulunabilirdi? Bırakın mükemmel bir hayatı daha hayatta adam akıllı dikiş bile tutturamamıştı. Ama işte her işi yapacak potansiyeli var olmasına rağmen istemiyordu adam kendi işinden başkasını. Yazmak istiyordu adam, ilelebet bıkmadan, usanmadan yazmak. Bir kadına niye ihtiyaç duyacaktı ki? Tek istediği sevmekti adamın ama olmuyordu hep yanlış kadınlara yanlış zamanlarda tutuluyordu. Artık aşkın peşinden koşmayacaktı adam. Önce dedi adam en kısa sürede belimi doğrultmalıyım. Seviyordu kadınları ama onlar için bu kadar perişan olmanın anlamı yoktu. 

Kafasında yüzlerce projesi vardı adamın hepsi yarım yamalak ve gerçekleşmeyi bekleyen. Zaten adamın hayatı da yarım yamalak gerçekleşmemiş bir proje değil miydi? Peki dedi adam bu satırları yazan adamın aynaya baktığında kendinden geçmiş, her şeyden vazgeçmiş ve üzgün olması gerekmiyor mu diye sordu kendine. Çünkü aynaya bakan adam gülüyordu hemde gevrek gevrek derler ya aynı o şekilde. İşte adamı ayakta tutan hep o aynadaki  umut olmuştu. Hani bir gün gelip birisi bunu da elinden alırsa işte o zaman o aynanın içinde görünmez olurdu adam. 

Kafasını yukarı kaldırdı adam, Allah'ım dedi bana nasıl verdiysen bu aşk illetini lütfen şimdi de geri al. Biliyorum dedi askerde nöbetteyken dilemiştim, tekrar aşık olmak istiyorum demiştim ama artık o kadının aşkı içimi çürütüyor dedi. Aslında geriye bir şey kalmamıştı ama korkuyordu adam o kadını tekrar görme ihtimalinden ona aşık olduğunu hatırlamaktan korkuyordu. Sesini duymaktan korkuyordu adam. Geçenlerde o kadının parfümünün kokusunu başka bir kadından almıştı mesela, kalbi nasıl hızlı çarpıyordu öyle. Sadece kokusu bile canlandırmaya yetmişti aşkını. Oysa o kadını düşünmemeliydi. Aslında uzun süredir pek aklına gelmiyordu ama bugün konu itibariyle gelmişti. Bir arkadaşıyla konuşurken onuda hatırlamak zorunda kalmıştı. İşin kötü yanı ona dair nefret besleyecek bir anısı bile yoktu adamın. Ona dair her şey güzel ya da hala adama güzel geliyordu. Belli ki yara sadece kabuk bağlamıştı, deştikçe kanamaya devam ediyordu. Bırakalım dedi adam kabuk bağlasın. Nasıl olsa o yara bir gün kapanacaktı. Adamın asıl düşünmesi gereken ne o kadın ne de başka kadınlardı. Artık bu hayatı adam akıllı yoluna koymalıydı. Ne yapacağına, nasıl yapacağına karar verip her şeyi geride bırakmanın zamanı gelmişti. Ve adam elinden kalemi kağıdı bırakıp uyumaya gidiyordu. Bu sayfalara yazdığı gibi yeni bir hayatın peşinden koşmaya başlayacaktı artık. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski