Bir yalana inanmak

Gerçeklerle yüzleşmek, yalanlarla yaşamaktan daha zordur ama daha iyi gelirmiş insana gerçekler. O yüzden vazgeçmiş adam aşk denen yalandan. Şöyle bir düşünmüş adam hayatına girip çıkan bütün kadınları. Ne zaman aşık olsa bir kadına kendini kaptırırmış bir yalana, bir rüzgar alıp götürürmüş adamı göremezmiş güneşi, bilemezmiş güneşin yaktığını. Ancak ne zaman rüzgarın etkisinden kurtulsa yelkenleri, öylece kalırmış okyanusun ortasında. Şimdide öyle kalmış adam, koskoca uçsuz bucaksız bir okyanusta, güneşin alnında karayı bile göremeden öylece kalmış, rüzgarsız ve umutsuz. 

Her seferinde adam aynı rüzgara kapılıp bir limana varacağı umuduna kapılırmış. Bir fırtınanın ortasında deniz feneri görmüş gibi sarılırmış sevdiği kadına. Ama hiç ulaşamamış sevdiklerine. Hep uzaktan parlayan yıldızlar gibi ulaşılmaz. Adam bu yüzden bıkmış bu yalanlar üzerine kurulu dünyadan. Artık gerçeklerle yüzleşmeye karar vermiş adam. Güneşin yaktığını öğrenmek için çöle düşmeye gerek olmadığını düşünürmüş. En azından sevdiğinin gerçek yüzünü görebilmek istermiş adam. Neyse demiş adam dünyada aşkın yalanından daha önemli gerçekler var. İnsanlar her gün aş peşinde koşup ekmek parası kazanmaya çalışırken biz ancak aşk peşinde koşalım diye iç geçirirmiş adam. Sevmekten vazgeçmek gerek demiş adam o kadından sonra sevmemek lazım demiş. Hani çok mu sevmiş de böyle söylemiş yoksa çok mu derinden sarsmış adamı da aşka küsmüş kimse bilmezmiş. 

Tek bilinen şey, adam o kadından sonra bir daha sevememiş eskisi gibi. Bir daha yalanlara inanmamış. Ona her sorduklarında aşkın ne olduğunu, gerçeklerin üstünü örten koca bir yalan diye cevap verirmiş. Adam o kadından sonra çok değişmiş bir dahada hiç bir kadına güvenememiş. Ama işte sonrasında mutlu olmuş derler adama. Hani mutluluk aslında aşk denen yalanda değilmiş. Gerçeklerle yaşamak ve yüzleşmekmiş asıl mutluluk. Adam ardını dönüp gitmiş derler bir daha dönüp bakmamış derler aşk denen yalana. Ama adamı tanıyanlar inanmazmış bu anlatılanlara bilirlermiş adamın bir yerlerde yine aşkı bulduğunu. Yinede inanmak isterlermiş adamın mutlu olduğuna, masallarda olduğu gibi mutlu bir sona vardığına.