
Ancak ne yazık ki bu iştihatların varlığı bize daha önce bu tür davalarda nasıl yönde kararlar verildiğini de gösteriyor. Belli ki şimdiye kadar bu tür davaları hep küçük mahkemeler “halletmiş” ve kasabaların, şehirlerin “akil adamları” nın küçük kızlar tarafından ayartıldığı “ortaya çıkaratılmış”. Yani belli ki mahkemelerce önemli olan tecavüz eylemi ya da bunun küçük bir kız çocuğuna yapılıp yapılmadığı değil, bunu yapan sapıkların ne kadar “önemll adamlar” olup olmadığı. Ne yazıkki ülkemizde çocukların karşı karşıya kaldığı cinsel tacizler, aile içinde yaşanan ensest vakalar bir rezalet çıkmadan yani gözümüze batırılmadan farkına varabileceğimiz şeyler değil. Nedense ülkemizde böyle şeyler olmayacağına dair bilinçaltımızda çok iyiniyetli bir bakış açısı var. Ama ne yazık ki bu ülkede de başka ülkelerde olduğu gibi sapıklar yaşıyor.
Sadece başka ülkelerde bunlar ağır şekilde cezalandırılıp, afişe edilirken bizde bu tür olayların üstü kapanıp hafif cezalarla geçiştiriliyor. Yargıtay 14. Daire başkanının dediğinin tersine medyanın bu durumu gündeme taşıması değil, o çocuğa tecavüz edenlerin yargıtayın kararı sayesinde “mağdur” ilan edilip elleri kollarını sallayarak dışarıda dolaşabilmeleri o çocuğun travma geçirmesine sebeb olur. Umalım bir daha böyle bir konuda yazmak zorunda kalmayız. Çünkü ilk defa bir yazıyı yazarken miğdem bulandı. Belki de bu hala insan olduğumuzun kanıtı.