Dünyada büyük savaşlara neden olan iki coğrafya Balkanlar ve Kafkaslar. İkiside kendilerini çevreleyen sarp dağlardan ismini alıyor. İkisinin de halkları mağrur, milliyetçi ve ödün vermez. Birinde kan dururken diğerinde akıyor. Ve milliyetçilik, Fransız devrim ateşiyle dünyaya yayılan milliyetçilik ateşi yüzyıllardır bu toprakları kavurmaya devam ediyor. Dün binlerce can almıştı bugün de hala kana doymayan bir ilkel zaman tanrısı gibi sürekli kurban istiyor.
Ancak burada şu nokta önemli. Savaşın başından beri sürekli Ruslar işgalci olduklarından suçlandı ve kınandı. Oysa Rusya'nın saldırması için her türlü ortamı hazırlayan ve gereksiz milliyetçi çıkışlar yapan Mihail Saakaşvili'ydi.
Hatırlayın Gürcistan'ın eski Cumhurbaşkanı Eduard Şevardnadze döneminde Gürcistan yeni bir atılım gerçekleştirmeye çalışıyordu. Amerikan'ın da etkisiyle Gürcistan batı tarafından Rusya'dan koparılmaya çalışılıyordu. Şavardnadze ise Kuzey komşusu Rusya'nın gücünden ve içindeki özerk bölgelerde ki Rus tarafgirliğinden haberdardı. Bunun için Rusya ile bağları koparmayı değil alternatifler geliştirmeyi düşünüyordu.
Tam bu politikaları uygulamaya geçme arifesinde ABD yanlısı bir darbeyle devrildi. Adına Gül devrimi denilen darbeyle kışkırtılan geniş halk kesimleri Savardnadze gibi Rusya'nın en saldırgan zamanlarında bile barışı koruyan liderini devirdi. Çünkü ABD'ye göre Şevardnadze Rusya ile bağı koparmak gibi bir hataya düşmeyi düşünmüyordu. Oysa ABD Gürcistan'da etkili olarak Rusya'yı çevirmeyi ve kontrol altında tutma düşüncesindeydi.
Başa geçen Saakaşvili ise genç, ateşli ve cesurdu. Kısa sürede sınırdaşı Türkiye ve süper güç ABD ile diplomatik ve askeri işbirliği yapmaya başladı. Ülkede ki Rus üslerini kapaması ise Rusya'nın adeta damarına basmaktı. Uyuyan devi uyandıran bu girişim Gürcü'lerin üstüne bugüne kadar diplomatik baskı olarak yansıyordu. Dış ilişkiler konusunda acemi ve aceleci Saakaşvili üst üste Rusya'nın damarına basacak projelerle ilişkileri günbe gün dibe batırdı. Yeni Milliyetçi Gürcülerle eski milliyetçi olan ve tarihte bu tür diplomatik hakaretlere sert karşılık veren Rusya ise nedense bugüne kadar bekledi.
Özellikle Bakü, Ceyhan, Tiflis boru hattı ve Rusya'nın devreden çıkarılma girişimi bardağı taşıran son damla oldu.Belki de Osetya'da çıkan çatışma öncesi Bakü, Ceyhan, Tiflis boru hattında gerçekleşen patlamayı da uyarı niteliğinde bir sabotaj olarak değerlendirebiliriz.
Osetya'da çıkan çatışma ve Gürcistan'ın ne olacağını düşünmeden saldırıya geçmesi ise savaş için bardağı taşıran son damla oldu. Saldırmak için fırsat bekleyen Rusya, Gürcistan'ın bu acemice hareketine karşı savaş çanlarını çaldı. Rusya gibi bir komşuyla bağlarını koparan Gürcistan ABD'yi tam arkasına almadan harekete geçmişti. Irak bataklığından kurtulmaya çalışan ABD'nin kendi arkasından Rusya ile savaşa girebileceği gibi milliyetçilik kokan acemice bir hamleyle ülkesini kaosa sürükledi.
Yanlış anlaşılmasın Rusya'nın melek olduğunu söyleyen yok burada. Ama Rusya'yı sanki sönmüş bir yanardağ gibi hafife almak, bu kadar güçlü bir devletle kendi askeri gücünü düşünmeden alay etmenin sonuçlarını Gürcistan halkı çekiyor. Rusya zaten SSCB gibi güya Marksist ideolojiye sahip bir ülke görünümündeyken bile milliyetçi ve saldırgan bir ülkeydi. Tarihinde Tatarları Moskova'dan atmasıyla kendine güvenleri gelen Ruslar, özellikle Büyük Petro ya da bize göre Deli Petro döneminde dünyanın güçlü ülkelerinden biri haline geldi. Böyle tarihi açıdan önde olmayı, büyük olmayı misyon edinen ve askeri açıdan da bu misyonu karşılayacak bir ülkeyi karşınıza almak, bu en azından Gürcistan gibi bir ülke tarafından baş edilemeyecek kadar büyük bir hata.
Türkiye'nin hatta ABD'nin bile karşısına almak istemediği Rusya'ya karşı Gürcistan'ın bu iki ülkeden askeri yardım beklemesi ise ciddiye alınamayacak derecede acemice.
Ne yazık ki milliyetçi liderlerin acemice ve bir anlık hiddetle verdikleri kararlar hep halklarının zarar görmesiyle son bulmuş. Savaş olmasın, barış korunsun gibi mesajlar vermeden önce dünyanın gerçeklerini kavramak lazım. Belki Rusya yaralı bir kurt misali acımasızca saldırıyor. Peki onu yaralayan ve kocamış diye dalga geçen köpeğin hiç mi suçu yok. Her ne olursa olsun milliyetçilik tanrısı, savaşın tanrısı bölgede yine can aldı. Yine kurban olarak masum sivillere kıydı. Yine politikacıların aptalca hatalarına ve vurdumduymazlığına çocuk ve kadınları kurban verdik.
İnsanoğlu hırslarını yenemediği sürece de bu tanrılara kurban vermeye devam edeceğiz gibi görünüyor.
Tags:
Balkanlar
dünya
Gürcistan
Haberci Günlük
Kafkasya
Makale
Milliyetçilik
Rusya
Saakasvili
Savardnadze