Alternatif medya olarak Bloglar

Blogculuk bugün için alternatif medya arayışları için bir yol ve ilham kaynağı haline geldi. Ama bugün hala blogculuk, medyanın dayattığı liberal dünya görüşünün, bilgi bombardımanlarının dışına çıkabilmiş değil. Bunda yeterince organize olamama ve blogculuğunda diğer medya kurumları gibi para kazanmaya dayalı olmaya başlaması geliyor.

İşin içine, internet üzerinden yeni projeler yaratmak, daha çok para kazanmak ve ekonomik rekabet girince bir yerden sonra medyaya alternatif olma işlevide sona ermiş oluyor. Daha çok okunmak ve bunun etkisiyle para kazanmak isteyen blogcu, artık ilgi çeken haberleri, komik fotoğraf ve videoları, kişisel iç dökme seanslarını, yemek tariflerini kısacası talebe göre ürün hazırlamayı, piyasa şartlarına oynamayı tercih ediyor.
 


Ünlü iletişim bilimci ve Le Monde Diplomatique'in genel yayın yönetmeni Ignacio Ramonet'de, alternatif medya araştırmalarına ilham kaynağı olan "Beşinci Kuvvet" isimli makalesinde konvansiyonel medyanın nasıl bir yozlaşmayla dördüncü kuvvet olmaktan çıktığını şu şeklide anlatıyor:


Dolayısıyla küreselleşme, aynı zamanda medyanın, iletişimin ve enformasyonun da küreselleşmesidir. Kendilerini diğer güçlere dalkavukluk yapmaya iten büyümelerini sürdürme kaygısıyla, bu gruplar, ne bir “dördüncü kuvvet” olmayı, ne hukukun kötüye kullanıldığı durumları ihbar etmeyi, ne de siyasi sistemi geliştirmek üzere demokrasinin işleyişindeki bozuklukları düzeltmeyi önlerine bir yurttaşlık hedefi olarak koyuyorlar. Artık bir “dördüncü kuvvet” olmayı, hele de bir karşı-güç olarak eylemeyi hiç istemiyorlar.


Gerektiğinde, bir “dördüncü kuvvet” oluşturabildikleri zaman da, bu diğer mevcut güçlere –siyasi ve ekonomik- katılarak, ek bir güç, medyatik bir güç olarak, yurttaşları ezmek içindir.(1)

Ramonet'in de ifade ettiği gibi, konvansiyonel medya küreselleşmeyle gelen yeni neo liberal ekonomik anlayış öncesi bir dördüncü güç olarak devletin üç erkini denetleme görevini toplum adına üstleniyordu. Ancak bugün bu işlevin işe yaramadığı, toplumun medyaya bir şekilde devrettiği bu gücü geri alması gerektiği ortada. Peki bu noktada bloglar gerçekten bir alternatif mi?Baştada söylediğim gibi, bloglar her ne kadar yapısı itibariyle yani yurttaşın kendini ifade etmesi olarak görülsede, blogcular ancak birer Yurttaş Gazeteci olarak algılanabilir. Ama işte burada bir kavrama dikkat etmek gerekir.

Yurttaş Gazeteciliği ile Yurttaş Gazeteci kavramı ayrı anlamlar içeriyor. Yurttaş Gazeteci adı üstünde, yurttaşın gazetecilik (ki gazetecilik öyle kolay elde edilebilen bir terim olmamalı) yapması, yani kes yapıştır şeklinde bile olsa haberleri yurttaşın kendisinin yapması olarak açıklanabilir.Yurttaş Gazeteciliği ise 1998 yılında WEF yani dünya editörler forumunda ortaya atılan, haberin oluşumunda ve tartışmaya açılmasında direkt olarak yurttaşı haber oluşum sürecine katan bir kavramdır.

Bugün Yurttaş gazeteciliği yeterli şekilde kullanılmasa da Yurttaş Gazetecileri yani blogcular, kendilerinin Yurttaş Gazeteciliği yaptığını iddia ederek bu kavramın sürekli gündeme gelmesini sağlamaktadırlar.Alternatif medya raayışlarında yine Ramonet'in bahsettiği medya gözlem evinden de bahsetmeden geçemeyeceğim. Ramonet, bu gözlem evinin ipi salınmış köpek misali etrafına saldıran (Koyu renkli bu yakıştırma tamamen bana aittir.) konvansiyonel medyanın ipini çekmek için çok önemli bir denetleme aracı olacağı görüşünde. Ramonet'e göre bu gözlem evinin yapısı şu şekilde olmalı:



Uluslararası Medya Gözlemevi, büyük medya gruplarının aşırı gücü karşısında vazgeçilmez bir karşı-güç oluşturur. Buna ihtiyaç var çünkü bu gruplar haber ve bilgi bakımından, tek bir mantığı –piyasanınkini- ve tek bir ideolojiyi –neo-liberalizminkini- dayatıyorlar. Uluslararası Medya Gözlemevi, toplumun yüksek çıkarları ve yurttaşın düzgün bilgilendirilme hakkı adına, ortak bir sorumluluğu yerine getirmeyi arzuluyor. Kuruluş, aynı zamanda, son yıllarda “salgın”laşan medya manipülasyonlarına karşı toplumu uyarmayı da tasarlıyor.


Uluslararası Medya Gözlemevi, eşit haklara sahip üç tür üyelikten oluşacaktır:


1- Ana akım veya alternatif medyada halen çalışmakta olan veya emekli, profesyonel veya serbest gazeteciler,


2-Günümüzde üniversiteler piyasanın totaliter hırslarından kısmen de olsa korunmuş sayılı yerlerden biri olduğundan, akademisyenler ve araştırmacılar, özellikle de medya uzmanları,
3- Medya kullanıcıları, sıradan yurttaşlar ve ahlaki davranışlarıyla kamuya mal olmuş kişiler.(2)

Ramonet'in medya gözlem evi bugün işlevini yeterli olmasa da yerine getrmeye çalışıyor. Peki kendine alternatif medya rolü biçen biz blogcular nasıl bir yol izliyoruz? Bugün, Doğan gurubu CNN Türk ve Hürriyet gazetesi eliyle başlatılan sözde Yurttaş Gazeteciliği uygulamalarıyla vatandaşa haber hakkı vermek şöyle dursun, vatandaşın içindeki haber yapma heyecanını kullanarak masrafları kısmaya ve üzerlerinden para kazanmaya çalışıyor. 

Oysa haberim ve sende yolla uygulamalarında vatandaşın gündemini, ve konvansiyonel medyanın alternatif olacak bir habercilik anlayışına temel oluşturmuyor. Zaten hali hazırda kendisi konvansiyonel medyanın parçası olan bir kurumdan böyle bir adım beklemek de fazla iyi niyetli bir yaklaşım olurdu. Aslında ortada ne gidecek bir hedef ne de yürünecek bir yol kaldığını söyleyebiliriz.


Peki ne yapmak lazım?

Blogların kendi haberciliğini yapması ilk adım olarak görülüyor. Bunun için blogları bir araya getiren ve konvansiyonel medyanın dışında yeni bir medya gücü yaratmaya yönelik yeni bir projeye ihtiyaç var. Öncelikli amacı para kazanmaktan çok, blogların özgün haber yapmasını teşvik edecek bir platform.Aslında bu konuda medya alternatif adlı haber sitesinin büyük bir adım atarak blog içeriklerine ana sayfasında önemli yer vermiş olması kutlanacak bir gelişme.

Özellikle konvansiyonel medyanın haber anlayışını kökten yıkcak, ona alternatif olacak, yurttaşın katılımını sağlayan bir habercilik anlayışının blogların üzerinden gelişme imkanı teorik olarak var. Önemli olan bu teoriyi gerçek yaşama uyarlayabilmek. Ancak ne yazık ki blog dünyasında bu konuda açılan tartışmaların bile ciddiye alınmadan kapanması insanı biraz ümitsizliğe düşürüyor. Blogcuların artık yurttaş gazeteci olamak yerine yurttaş gazeteciliğinin itici gücü olmasının zamanı geldi de geçiyor.

(1)Ignacio Ramonet “Beşinci Kuvvet”, Çev: Yasemin G. İnceoğlu, Araş. Gör. Nurdan Akıner ve Araş. Gör. Utku Uraz Aydın, Varlık, Nisan 2004, ss. 3–4
(2)A.y. ss. 3–4.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski