Sosyal Devlet(!) görev başında



Beyaz eşya yardımları ve evlere tuvalet, banyo yapımıyla ayyuka çıkan sosyal yardımları eleştirmeden önce bunların nasıl ve neden yapıldığını ortaya koymak gerekir. Acaba bunlar valilikler tarafından yani devlet tarafından parti rolü devreye girmeden mi yapılıyor yoksa ortada bir parti etkisi var mı? 

Bunu sorgulamamın nedeni AKP'nin bu yardımları YSK'nın yasaklama yetkisi olmadığına dair itirazı. Yani AKP bir anlamda bizimle alakası yok bu Valiliklerin kendi projeleri diyor. Oysa bu tür yardımların devletin haberi olmadan gerçekleşmesi imkansız. Valiliğe bağlı her ilde ve ilçede Başbakanlık Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışma Vakfı bulunuyor. Bu vakıfın bütçesi Başbakanlık tarafından belirleniyor ve yine bu vakfın her türlü faaliyeti iktidar tarafından denetleniyor.


Şimdi ortada bütçesi Başbakanlık tarafından belirlenmiş bu vakıflar her nedense seçime az bir süre kala beyaz eşya yardımları, kömür yardımları gibi yardımlar yapıyorlar. Evet Sosyal devletin halkına belirli yardımlar   yaparak mağduriyetten kurtarması gerekiyor. Ama bu işsizlik maaşıyla, imkanı olmayan vatandaşlarını sağlık hizmetlerinden ücretsiz yararlandırma (tabii bunu Belediyeler aracılığıyla değil, Sosyal Güvenlik Kurumları aracılığıyla yapmalı.) gibi faaliyetlerde bulunmalı. Yoksa evinde elektrik suyu olmayan insanlara alay eder gibi çamaşır makinası, buzdolabı götürmek göz boyamaktan ileri gidemez.



Ama bunu Recep Tayyip Erdoğan'a çok görmemek lazım. İktidara geldiği günden beri AKP hükümetinin adım adım insanları yardıma muhtaç halegetirmesi, kendi belediyeleri dışındaki birçok belediyeye (İzmir gibi göz önünde ki belediyeler hariç) kaynak aktarımı yapmaması ve şimdide Valilikler aracılığıyla, bu gururu kırılmış, fakirleşmiş ve muhtaç duruma düşmüş insanları sanki hayatlarını değiştireckmiş gibi beyaz eşya yardımı yapmak, ekmek bulamayan halka pasta ikram etmek gibi bir aymazlık olsa gerek.

Erdoğan'ın daha Refah Partisinin gençlik kolları başkanlığındayken uygulamaya geçtiği bu yardım anlayışı bugün AKP iktidarının temelini oluşturuyor. Refah partisinin 94 yerel seçimleri ve 95 genel seçimlerinde kazandığı büyük başarıda dağıtılan cumhuriyet altınlarından, tencere setlerine hatta halk arasında mobilet olarak geçen motorsikletlerin dağıtılmasının ne kadar etkili olduğunu bilmeyen yoktur. İşte bu projenin arkasında daha o zamanlardan büyük bir yükselişe geçen Recep Tayyip Erdoğan'ın imzası vardı. Tabii Erdoğan'ın o günkü yapısı biraz Kılıçdaroğlu'na da benziyordu. Elinde dosyalarla kapı kapı dolaşan bir belediye başkanı adayı düşünün. Evet Erdoğan'da o günlerde patlayan İski sakandalıyla başı ağrıyan SHP'nin Belediye Başkanı Nurettin Sözen'in kapısını birçok kez kolunun altına sıkıştırdığı dosyalarla aşındırmıştı.

Yani sayın Erdoğan'ı ve partisini ele alırken dünüde hesaba katmak, ona göre konuşmak gerekiyor. Dün Refah partisinin seçimi kazanmasında nasıl "yardımların" ve mükerrer oyların payı varsa bugünde AKP'nin iktidara gelmesinde aynı oyun var. Çünkü Refahı iktidara taşıyan bu Türk seçim sistemini açığını ortaya çıkaran Erdoğan bugün aslında aynı amaca hizmet eden ama yolu farklı olan bir partinin genel başkanı. Bu yardımları masum görmek yerine insanları bu yardıma muhtaç bırakan AKP'yi sorgulamak bugün yapılacak en doğru şey. Ama iktidar yanlısı medyanın bu yardımlar altı ay önce planlandı gibi komik savunmaları da bu ayıbın üzerini örtmeye yetmiyor. Yani bunlar bir yıl önce bile hazırlanmış olsa acaba seçime yönelik bir proje olduğu gerçeğini nasıl ortadan kaldırıyor anlamak mümkün değil.

AKP'nin aynı yolda yürümeye devam edeceği ortada, ancak buna karşılık muhalefetin konuşmaktan başka ne yapacağı hala meçhul. Umalım da her zaman için Türkiye'de oya dönüşen bu yardımlar eskisi kadar etkili olmasın.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski