Bugün dünyanın büyük bir kısmının tek tanrılı dinlere inandığı ortadayken insanlığın paganlıktan kalma ritüellerini devam ettirme arayışı işte bu modern tanrılarda kendini buluyor. İnsanoğlu pagan kültüründen kurtulmadıkça her çağda kendine bir tanrı aramaktan vazgeçmeyecek. Böylece kapitalizm de bu pagan kültürü sürekli eşeleyip insanlığın dolaylı olarak kendine tapmasını sağlamaya devam edecek.
Eski Mısır’da Firavun için kendini tanrı gibi göstermenin yollarından biri giyinişiydi. Sadece giyinişi değil, kullandığı tahtırevan, hayvanları, köleleri, sarayı ve yaptığı anıtlar Firavunu anlatan simgelerdi. Yani bir anlamda Firavun kendini totemleştirmeye ve kutsallığını simgeleştirmeye çalışıyordu. İşte bugünün dünyasında da bu tanrı kralları aratmayacak şekilde ünlülerin kendilerini totemleştirmeye, tanrısal bir imaj yaratmaya çalıştıklarını görüyoruz. Bir ünlü giyindikleriyle, gittiği yerlerle, ürettikleriyle yani yaptığı işle her şekilde kendini modern bir ikona* haline getiriyor.
Tabii ki bu sadece ünlüler için geçerli değil markalaşan bütün ticari ürünler için geçerli. Özellikle inanlar üzerinde tanrısal bir etki bırakan medya aracılığıyla markalar kendilerini tanrıların kullandığı giysiler, yiyecekler olarak tanıtıyor. Hatta markalar bir ür onra tanrıların kullandığı ürün olmaktan çıkıp kendini tapınılacak bir totem haline getiriyor. Günümün modern insanı sosyal sınıfına, dinlediği müziğe, dünya görüşüne veya dünyayı algılayışına göre bir markayı kendine totem edinmiş. Bazı markaların günümüzde sınıf atlama simgesi olarak görülmesinin nedeni de bu totemleşmeden ileri geliyor.
Belki direkt olarak kimse günümüz dünyasının şahşalı yıldızlarını ya da kullandıkları markaları tanrı olarak görmüyor ama bilinçaltımızdaki pagan güdülerimiz onlara her şekilde tapınmamıza neden oluyor. Bir ünlüyü yakından görmek ve hatta dokunmak, konuşmak bile bizi bu tapınma eyleminden vazgeçiremiyor. Tabii ki bugün için şöhrete adım atmaya çalışan insanların medyanın da ön ayak olması ile çoğalması da hep uzaktan baktıkları Olimpos’a çıkmak için, tanrıallaşmak için insanlara bir fırsat yaratıyor. İşte bu insanları şöhret dünyasına çeken tanrısal aura ünlülerin giydiklerini, yediklerini, kullandığı her şeyi n taklit edilmesine de neden oluyor. Ve tabii ki daha önce de söylediğim gibi markaların her birinin farklı sosyal sınıflara hitap eden totemler haline gelmiş olmaları da cabası.
Tanrıların marka giydiği ve sokaktaki insanın da en azından gençlik döneminde sevdiği ünlü gibi olma isteği, kullandığı markalara da yansıyor. Bir genç kızın takip ettiği bir mankenin parfüm reklamına çıkması bir anda hayranların da bir tapınma eylemi gibi o ürünü kullanmasına neden olabiliyor. Reklam dünyasıda ne kadar her seferinde yeni yöntemler kullanıyor gibi görünsede ünlülerin bu tanrısallaşmasını paganlık kültürüne yönelik klasik mesajlarla destekleyip totemleşme sürecine büyük yardımda bulunuyor.
İşte marka giyinmek hatta marka reklamlarında insanların tabiri caizse taptığı insanların kullanılmasının nedeni bu. Marka olmanın bir sonucu olarak kullanılan pahallı bir ünlü yüz markanın da tanrıallaşmasını sağlıyor. Aynı zamanda bu tanrısal aurayı kullanarak kendi tanrısallığını pekiştiren bir marka kültürünü de unutmamak lazım.
Bugün dünyanın büyük bir kısmının tek tanrılı dinlere inandığı ortadayken insanlığın paganlıktan kalma ritüellerini devam ettirme arayışı işte bu modern tanrılarda kendini buluyor. İnsanoğlu pagan kültüründen kurtulmadıkça her çağda kendine bir tanrı aramaktan vazgeçmeyecek. Böylece kapitalizminde bu pagan kültürü sürekli eşeleyip insanların dolaylı olarak kendine tapmasını devam ettirecek.