Diplomaside top çevirmece




Türkiye belli ki yeni bir dış politik çerçeve çizmeye çalışıyor kendine. Peki ama bu çerçeve nasıl bir çerçevedir? Halkın anlayacağı şekilde özetleyelim isterseniz, her şeye maydonoz olan büyük ülke sendromu. Sayın Türk halkı devletiniz, tıp dilinde megolamanus diplomatikus kafasına göre takılarus hastalığına yakalanmış. Aslında bu hastalıktan çok bir tür durum yani sendrom. Kısacası ülkeniz şu an için kendini dünyanın süper güçlerinden biri olarak görüyor. Buna halk arasında çorbası yok içmeye tahtırevanla gider... siz anladınız onu. 



Türkiye hangi akılla bu politik intihar eylemlerine girişmektedir. Diplomaside düşman yoktur, çıkarların ters düşmesi vardır denilsede, dilomatik olarak dünya üzerinde bırakın gücü herhengi bir şekilde güvenirliliği olmayan ülkelere ağbeylik yaparak acaba onları mı güvenilir kılıyoruz yoksa kendimiz de mi güvenilmez hale geliyoruz.?

Tamam kimse size ABD önünde el pençe divan durun demiyor ama madem, İran'ın barışçı olduğundan ve şans verilmesi gerektiğinden bahsediyorsunuz peki ama neden Güvenlik konseyinde tek müttefik Brezilya oluyor. Hadi Brezilya'nın tuzu kuru, ne müslüman ne de İran'la komşuluğu var, bir şekilde kendini savunur. Ama yani tüm dünyaya karşı tek başına kalmakla bu ülkenin eline şimdiye kadar ne geçti. Eğer sözünüz Güvenlik konseyinde herhengi bir ülkeye geçmiyor, tüm diplomatik çabalarınıza karşın, İran'ın barışçı olduğuna inandıramıyorsanız ya sizin savunmanızda birşey var ya da kimse İran gibi ne yapacağı belli olmayan bir ülkeye güvenmiyor. 


Peki, İsrail konusunu da anladık adamlar belli ki diplomasiden anlamıyorlar ama yani her seferinde havayı germek yerine, İsrail'e karşı dizilerde saçma sapan senaryolar üretmek yerine şöyle adam gibi çözüm için çalışsanız. Yani kusura bakmayın ama ne kadar Filistin halkı masum olsa da ortada terörizmle, anti semitizm ile iktidarda olan bir Hamas var. El Fetih'in askeri hedeflere saldırması, İsrail askerine karşı yaptığı direnişle, Yahudi düşmanlığı yapıp füzelerle, alışveriş merkezlerine, sivil hedeflere saldırı düzenlemek aynı şey mi? Terörizmin bir sınırı yok mudur, ne yani topraklar işgal altında terör yapabilir dediğinizde PKK'nın yıllardır aynı tezlerle terör saldırıları yaptığı gerçeğini göz ardı mı edeceğiz? El fetih'in bile geçmişte yaptığı saldırıların dünyada terörist sınırlar içinde sayıldığını, Arafat'ın bu saldırıları durdurup barış masasına oturmasıyla Filistin'in lideri olarak İsrail tarafından bile tanındığı gerçeğini nasıl ve neremizle değerlendirmeliyiz?

Tamam sayın arkadaşlar, AKP İsrail'in tamamen gözdağı amaçlı yaptığı saldırıyı kınamakta haklı ama, Hizbullah'ı, Hamas'ı bütün dünya terörist sayarken, Türkiye'nin bu örgütlerin arkasındayız mesajlarını hem de resmi yollarla ortaya koyması sizce İsrail kamuoyunda nasıl yankılanıyor. Onlara göre şehirlere füze yağdıran, çocuklarını, eşlerini öldüren bir örgütü resmi olarak muhatap almak nasıl bir diplomatik tavırdır, nasıl bir tarafsızlıktır. Tamam çık, İsrail'in Gazze'yi bombalamasını eleştir, çık bu devlet terörüdür, teröre terörle cevap verilmez de ama bu ne rejim bu ne lahana turşusu be kardeşim. Anladık, din kardeşisinz, anladık bunları İran resmen destekliyor, silah sağlıyor, siz de İran'la kardeşsiniz, o kadar doğalgaz anlaşması yapmışsınız suya düşsün istemiyorsunuz, yani bir yerden eliniz kolunuz İran'a bağlı anladık ama insan bu kadar belli etmez ki kardeşim. Önce biz tarafsızız dediniz ama İsrail'i eleştirirken, Hamas'ın füzlerini es geçtiniz. Biz o zaman nedik canım kardeşim, böyle arabuluculuk olmaz, taraf tutarsan barış elçisi filan olamazsın demedik mi? Dedik ama dinleyen var mı acaba? Bu İran meselesi de aynı, bugün için sanki tarafsız görünüyorlar ama yarın İran nükleer yüzünden ambargo yesin bakın nasıl taraf tutacaklar hem de iddia ediyorum Uluslararası örgütler bu konuda haklı bile olsa. Örnek verelim meleketimin kendi şahsına münasır yargısı kendilerini haklı gördüğünde nasıl bağımsız, kendilerini suçlu gördüklerinde nasıl siyasi etki altında kalıyorsa. Vur nalıncı keserini kendine doğru bakalım, nasılsa ortada kendine yontacak birşey kalmayınca hesaplaşacağız seninle.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski