Yeni nesil bir CHP mi?

Kılıçdaroğlu, nasıl bir ekonomik örgütlenme, nasıl bir kalkınma planı öngörüyor? Bu planın şimdiki AKP hükümetinin uyguladığı saf neo liberal politikalardan farkı ne olacak? Yani kısacası CHP'nin solculuğu söylemde mi kalacak yoksa icraata geçecek mi? Belki CHP seçmeni için değil ama, CHP iktidarı hedefliyorsa, CHP'yi iktidara getirecek seçmenin kafasındaki, CHP'nin nasıl bir iktidar olacağına yönelik kuşkular giderilebilecek mi? Tabii ki benim gibi (aslında bu seçmenin arasına kendimi katmam benim için biraz haksızlık olur) CHP'ye pekte iyi gözle bakmayan, yeni nesil sol seçmen için daha içi dolu cevaplar da lazım. CHP'nin hem kitleleri, hem de yeni nesil sol gençliği doyurması mümkün mü?






Birçok kişi için bu yazı zamanın gerisinde kaldı. Bir gazeteci için gündemi yakalayabilmeniz, kopmamanız gerekir. Ama bazı bilgisyara ulaşamama sorunları bugüne kadar birçok kere önüme geçti. Ve doğrusu, internet kafelerde yazı yazabilmek gibi bir yeteneğim hiç bir zaman olmadı. Bu talihsizlikler ve yazı yazmanın başkalarının aksine benim için zor ve sancılı bir süreç olması gelecekte de önümü tıkayacak bir mesele olacak, şimdiden bunu analayabiliyorum. 

Şimdi gelelim zamanın gerisinde kalan yazıya, şimdi bu yazıyı güncel yapabilmek için şimdiye kadar yazılan yazılardan farklı bir noktadan bakmam gerekecek. Kılıçdaroğlu, İstanbul Belediye Başkanı olarak desteklediğim bir isimdi. Peki ama parti liderliği, belediye başkanlığıyla denk mi? Eğer Kılıçdaroğlu Belediye Başkanlığını bir dönem yapmış bile olsaydı, liderlik için gerekli tecrübeyi kazanmış olurdu. Çünkü, İstanbul gibi minik bir Türkiye'yi yönetmeye çalışıyorsunuz, bu bir partiyi yönetmekten daha zor bir iştir. Tüm bunlara rağmen Kılıçdaroğlu iyi niyetli, herkesin güvendiği, boştan vaadlerde bulunmayan bir lider kimliği çiziyor. Ekonomi üzerine, Erdoğan'dan daha bilgili olduğu da ortadayken, Erdoğan'ın kaynağı nereden bulacaksın sorusu bence biraz havada kalıyor. Evet doğru bir soru ama bunu soracak isim Erdoğan değil çünkü kaynağı nereden bulacağını açıklasa da Erdoğan'ın anlaması pek mümkün değil. Bu Edoğan'ın zekasıyla ilgili değil, çünkü muhtemelen ekonomi terimlerine hakim olmayan çoğu kişi için Kılıçdaroğlunun bu soruya hemen cevap vermesini beklemek yanlış olur. Bunun çözümü elinde ama bunu halka anlatmanın ve karşı tarafa koz vermemenin yolları bulunmalı. Ne yapalım politika böyle bir şeydir, iletişimde alt anlamlara, ikili anlamlara yer vermeden, kısaca fazla edebiyat yapmadan halka sonuç ne onu söylemelisiniz. Büyük kitlelere karşı siyaset yapmanın dezavantajı da bu. 


Peki Kılıçdaroğlu, nasıl bir ekonomik örgütlenme, nasıl bir kalkınma planı öngörüyor? Bu planın şimdiki AKP hükümetinin uyguladığı saf neo liberal politikalardan farkı ne olacak? Yani kısacası CHP'nin solculuğu söylemde mi kalacak yoksa icraata geçecek mi? Belki CHP seçmeni için değil ama, CHP iktidarı hedefliyorsa, CHP'yi iktidara getirecek seçmenin kafasındaki, CHP'nin nasıl bir iktidar olacağına yönelik kuşkular giderilebilecek mi? Tabii ki benim gibi (aslında bu seçmenin arasına kendimi katmam benim için biraz haksızlık olur) CHP'ye pekte iyi gözle bakmayan, yeni nesil sol seçmen için daha içi dolu cevaplar da lazım. CHP'nin hem kitleleri, hem de yeni nesil sol gençliği doyurması mümkün mü? 


Kitlelerin isteklerini biliyoruz, peki yani nesil sol seçmen nasıl? Aslında bu sol seçmene sol demek pek doğru değil, çünkü bu apolitik çağın etkisiyle politika konusunda kafaları tam da dolu değil. Bazı soruların cevabını ya bilmiyorlar ya da ordan buradan duydukları bilgilerle politik duruş sergiliyorlar. Bir gün sosyal demokrat bir tavır sergilerken diğer bir gün faşistçe sayılabilecek salvolarla karşınıza çıkabiliyorlar. Aslında ne istediklerini kendileri de bilmeyen bu yeni seçmenleri, hem yeni nesil sol hem de yeni nesil sağ partiler dünya üzerinde kendine çekmek için büyük yarış içindeler. Son yıllarda Avrupa'da bir solun, bir sağın ezici üstünlükle başa gelmesinde de bu seçmenin kayganlığının etkisi var. 

İşte CHP'nin bu noktada işi zor çünkü son 7-8 yıldır bu yeni seçmenler sürekli sağa yani AKP'ye oy veriyorlar. Bunda Türkiye'deki sol hareketin güçsüz olmasının yanında, bu yeni nesili kendine çekecek yenilikçi bir bakış açısında olmamasının da etkisi var. Tabii ki bu nesil çinde kararsız olan, oy kullanmayan büyük kesimleri de unutmamak lazım. Her ne kadar son zamanlarda politik gündem bu gençleri de içine çeksede hali hazırda kendilerini temsil edecek ne sağ ne de bir sol partinin olduğu kanaatinde değilim. Çünkü bu gençlerin dertleri başka ve sadece işsizlikte değil. Evet işsizlikte bir dert ve bu gençler için önemli ama örnek olarak internet yasakları da bu gençler için önemli. Kendilerini adam akıllı tek ifade ettikleri alanların sansürlenmesi onları kızdırıyor ve sisteme olan güvenlerini ortadan kaldırıyor. Zaten ideolojik olarak da nereye bağlı olduğunu bilmeyen, bazen milliyetçi bazen sosyal demokrat olan bu kesimi her parti kendine çekmek için uğraşacak gibi geliyor. Çünkü kimse uğraşmazsa, bu gençlerin oy vermeyi istemediklerini anlamak çokta güç değil. CHP ve Kılıçdaroğlu'nun bu anlamda bu yeni nesile önem vermesini ve ona göre politikalarını belirlemesini bekliyorum. Tabii ki bu kaygan zeminde siyaset yapmak zor, böyle bir sağa bir sola kayan bir seçmene karşı sizin de sağa sola kaymanız partinin geleceği için tehlikeli. 


CHP'nin bu noktadan hareketle nasıl bir strateji izleyeceğini çok yakında göreceğiz. Kadroda güvendiğim ve pek güvenmediğim isimler var. Bakalım CHP siyasetin kabuk değiştirdiği bu yeni çağa ayak uydurabilecek mi? 1980'lerde yaşanan değişimlere solun ayak uyduramadığını biliyoruz, bakalım dünyadaki sol partileri örnek alan yeni bir solculukla karşılacabilecek miyiz?

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski