Biliyorum belki de benden bu
konu hakkında daha içerikli, daha uzun ve siyasi analiz içeren bir yazı
beklerdiniz. Ama ben her ne kadar suçu sabit olmayan hiç kimseyi suçlu
görmesemde bu konuda Başbuğ gibi bir komutanı savunma durumuna da geçmek
istemem. Sevmediğimden mi, hayır ama ortada darbe suçu gibi bir suç olunca bunu savunmak pek mümkün olmuyor. Ben bu suçun ne kadar sabit olduğunu ve tutuklanma zamanını sorgulamanın mantıklı oduğunu düşünüyorum. Evet suçunun ne olduğunu nedense diğer komutanlarda da olduğu
gibi tam öğrenemedik. Şimdiye kadar önümüze çıkan davalarda masum
insanların sırf muhalif çizgisi yüzünden suçsuz yere hapislerde
yattığını görüyoruz. Hani Başbakan diyor ya Türkiye'de gazetecilik
yaptığı için içeride olan yok diye. Zaten bu ülkede hangi faşizan yargı
gazetecileri gazetecilikten içeri atıyorki. Uğur Mumcu, bir yazısında
bir Kars türküsünün sözleri olan "Salla bayrağı soldan sağa, sağdan
sola" şeklinde bir cümle yazdı diye gazetecilikten değil halkı sınıfsal
anlamda bölmeye teşebbüs gibi uydurma bir suçtan içeri girmişti. Peki
Başbuğ neden içeride?
Evet Başbuğ'u sevmeyebiliriz ama bu onun adil
yargılanmasını savunmamıza engel olabiliyorsa insanlığımız hâlâ yerinde
mi diye bir aynaya bakmak lazım. Yanlış anlaşılmasın ben darbe girişimi
yapmış bir Generalin sivil mahkemede yargılanmasına karşı değilim. Bana
göre böyle bir suç varsa ortada sivil mahkemede yargılanmalı, askeri
mahkemede değil. Hatta madem böyle bir suç vardı görevi sırasında
açılmıştı dava neden savcı Başbuğ'un ifadesine başvurmadı. Hükümet neden
görevden almadı? Madem bu adam internet aracılığıyla hükümet adına kara
propaganda yaptı neden şimdi tutuklandı? Bunu terör örgütü olarak değerlendirmek
ise başka bir saçmalık. Sırf özel yetkili savcılar davaya bakabilsin
diye memlekette herkes terörist ilan ediliyor. Hem tutuklanmış olması
için herhalde ortada maddi bir delil vardır.Yoksa sadece birkaç
komutanın belki suçlarını hafifletmek için Başbuğ adını kullanmış olma
ihtimali neden göz ardı ediliyor. Evet darbeci generaller yargılansın
ama onların sivillere uygun gördüğü adalet anlayışına aynı şekilde
karşılık verince adalet yerini bulmuyor. Belki askeriyenin adalet
anlayışı kusurlu ama bizim adalet anlayışımız kusurlu olmamalı. İntikam
yeminiyle adalet sağlanmaz.
Yani evet darbe dönemlerinde bu ülkede insanların sırf muhalif olması hatta farklı bir dil konuşması, esmer olması, farklı bir dine mensup olması, inancının farklı olması "terörist" olması için yeterliydi. Ama terörist sıfatı öyle kolay verilebilen bir sıfat olduğunda gelecekten korkmaya başlayın. Faşizan yönetimler terörü iktidar için kullanır ve onlara göre farklı olan her şey terörizmin, vatan hainliğinin sısnırlarına girer. Başbuğ neden içeride bugün tam bilmiyoruz, yarın öğrenebileceğimiz de meçhul. Ama Nedim Şener, Ahmet Şık, Mustafa Balbay gibi gazeteciler neden çeride biliyoruz. Onlar sırf muhalif oldukları için, sırf onlar gibi düşünmedikleri için içeride. İçeride daha onlar gibi suçsuz yere yatan yüzlerce insan var. Peki biz ne yapıyoruz, yarın AKP faşizmi, yaklaşırken sen ne yapıyordun baba diyen bir çocuğumuz olduğunda ona ne cevap vereceğiz işte en önemli mesele bu. Gördüğünüz gibi kafam hala karışık, bunu sağlayan AKP zihniyetine helal olsun, adamlar propaganda işlevini iyi yerine getiriyor. Hepimizin kafası karmakarışık ama harekete geçmezsek karışacak düşüncelerimiz bile kalmayacak.
Şimdi sizi duyar gibiyim, bunun neresi kısa ve yüzeysel diye. Bu konuda ne kadar dolu olduğumu ama düşüncelerimi bir araya getirmekte ne kadar zorlandığımı bir bilseniz böyle düşünmezsiniz. Belki size göre uzun ve derin ama bana göre çok kısa ve yüzeysel bir yazı.