Modern insan halleri üzerine


Herkesin kendine göre değerleri ve bu değerleri sonuna kadar savunma gibi bir içgüdüsü vardır. Çünkü o değerler bize çevremizden, anne babamızdan, sevdiklerimizden miras kalmıştır. Yani hayatımızdaki tüm tecrübeler ışığında bizi biz yapan temel noktalardır. O değerlerin anlamsız, boş ve işe yaramaz olduğunu öğrendiğinizi düşünsenize. Aslında birçok kişi bu tecrübeden geçer. Bize yıllarca öğretilen değerlerin aslında sadece sözde olduğunu, çoğunun anlamı olmadığını ve aslında kimsenin de pek o değerlere göre yaşamadığını görürüz. 

Peki bu durumda ne yaparız? Çoğumuz vazgeçer ve o temel değer yalanlarıyla yaşamaya devam ederiz. Onların yalan olduğunu bildiğimiz için çoğu zaman hiçte o değerlere uygun yaşamayız. Sorun aslında o değerlerde değildir, sorun toplumun o değerleri aşağılayan yapısıdır. Bu ikilem arasında o temel değerlere sahip çıkacak cesareti gösterenler, toplumsal düzenin rekabeti arasında ya yok olur ya da farklı bir yol çizer. Ama o farklı o yol çizenlere en azında bu toplumda iyi gözle bakılmaz. Belki çok muğlak ifade ettim söylediklerimi. Ama işte maksadımız siyasi ya da ideolojik bir tartışma açmak değil. Dünyaya hangi pencereden bakarsanız bakın benzer temel değerleriniz vardır. Bunlar işte yoksullara yardım etmek, sadece kendini değil başkalarını da düşünmek, düşene el uzatmak bunlar sadece bizim toplumumuzda değil birçok toplumda ortak değerler. Ama kendinize sorun, vicdanımızı rahatlamak adına ayda yılda yaptığımız yardımlar dışında, hangimiz hayatımızın merkezinde bu ve benzeri insani değerleri tutuyoruz.

Bu değerlerin çoğunun yerini ya piyasa şartları ya da siyasi görüşümüze uygun moda yaklaşımlar alıyor. Olduğumuz gibi görünmek yerine olmadığımız biri gibi davranmak bugünün modern insanın en temel sorunu. Her şeyin reklam, her şeyin rol olduğu, her bireyin kendini satmaya çalıştığı bir sistem. Başkaları için giyinip kendi kendimize ben kendimi iyi hissetmek için böyle yapıyorum demek. Belki kendine saygı ama bu saygıyı başkaları üzerinden tanımladığımızın farkına varmamız gerekiyor. İşimizi yaparken başkalarına meziyetlerimizi reklam etme çabası. Sanki oraya iş yapmaya değil kendi emeğimizi pazarlamaya gelmişiz. Ama yaşadığımız sistem bize emeğini nasıl iyi pazarlarsan pastadan o kadar iyi pay alacağımızı söylüyor. Düşünün hangimizin çalıştığı iş yerinde bütün işi üzerine almaya ya da alıyor gibi yapmaya çalışan, sonra bundan şikayet edip kısacası bunun reklamını yapan arkadaşımız yok. Aslında bakınca çok masum, hatta çoğunun bu konuda arkadaşlarına haksızlık yapmak, diğerlerinin emeğini hor görme gibi bir amacı da yoktur. Ama işin sonucuna gelince kendini göstermek adına belki arkadaşlarını kıran ve kendini fazlasıyla yıpratan modern insan karşımıza çıkıyor. Modern insan terimi söyleyince insanın göğsünü kabartacak kadar güzel bir tanımlama gibi geliyor. Modern, çağa uygun insan modeli. Ama bu çağın o bütün özelliklerine bakınca, kendini kaybetmiş ve toplumsal roller ve statüler üzerinden tekrar kendini tanımlamaya çalışan insan. Böyle bakınca pekte sevimli gelmiyor.

Hani o başta bahsettiğim tüm temel değerler yerine kendi siyasi fikirlerini, piyasanın dayattığı temel değerleri koyan insan. Bu noktada din veya kültür ne kadar bizi korumaya yeter? Aslında bunlarda çoğu zaman kişinin vicdanını temizlemekten ileri gidemiyorlar. Ama bu dinden ya da kültürel temelden değil tamamen kişinin sistemin dayatmaları sonrası bunları kurtuluş mekanizması olarak görmesinden kaynaklanıyor. İçinde yaşadığımız bu modern sistem için din ve kültür modern insan için temel kaçış noktası. Kısa bir süre inzivaya çekilip sonra geri sisteme döndüğünüz, vicdanınızın rahatladığı bir nokta. Ama sizin için bunlar bir yaşam şekli olduğunda, içinde yaşadığınız sistemde rahatsız olmaya, kendinizi sorgulamaya başlarsınız. Kaçış noktasındaki o inziva halinin yaşamınız yansıması demek modern sistemin sorgulanması anlamına gelir.

Ama endişelenmeyin insan doğası çoğunlukla buna izin vermez. Buna izin vermesi için emekli olmuş ve hayattan elinizi, eteğinizi çekmiş olmanız gerekir. Ölüme yaklaştığını anlayan bünye sizin hayatınızı sorgulamanıza neden olur. Artık para kazanma, birilerini geçindirme derdinizde kalmamışsa bugün emekli olan yaşlıların yaptığını yaparsınız. Hiçbir şeyi beğenmeyen, sürekli başkalarını hatalarını yüzüne vuran aksi bir ihtiyar. İşte çoğu insan bu sorgulamayı o ilk değerlerle çelişkiye düştüğü zamanda yapamadığı için yaşlandığında birçok emeklinin düştüğü bu duruma düşmeye aday. Ama yapacak bir şey yok, birçok insan bu kadar çelişkili bir hayatı kaldıramaz. Ya delirir ya da savunma olarak bu çelişkiyi yok sayar. Bakalım çevresindeki sorunları başına bela gelmeden kabullenmeyen bu modern insan çocuklarına nasıl bir dünyayı miras bırakacak. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski