CHP'nin Kürt bakışı


PKK'nın son saldırısı sonrası, CHP'nin terörü çözmek adına bir paketle karşımıza çıkması ne kadar samimi? Bu paket daha önce hazırlanmış mıydı? Eğer hazırlandıysa illa memleketin gündemine yine terörün gelmesi neden beklendi? Eğer hazır değilde genel bir çerçeve konuşulduysa bu terörün yarattığı ortamdan yararlanmak olmuyor mu? Hayır, Kılçdaroğlu'nun böyle bir niyeti olmayabilir ama dışarıdan bakınca ne yazık ki görünen manzara bu. Her neyse bu teröre karşı farklı bir söylem geliştirmenin çoktan zamanı geldiği gerçeğini değiştirmiyor. Gerçi AKP'nin bu masallarla yıllardır milleti kandırdığı ve elini sürekli taşın altından çektiği düşünülürse pekte onlara güvenilmez. Daha şimdiden MHP'nin süpriz olmayan bir şekilde, CHP'yi teröre destek vermekle suçlaması da işin ne yöne kayacağını ortaya koyuyor.


Daha önce SHP'nin bu konuda geliştirdiği politik dilde bu ülkede aynı faşizan bakışla "eleştiriye" uğramıştı. Şimdi MHP ve tayfasının sorunlu dilini bir kenara bırakalım ve CHP'ye gelelim. CHP yıllardır Kürt sorunu hakkında fikri olmayan bir "sol" parti. Oysa böyle toplumsal açıdan temel bir sorun hakkında sol bir partinin bırakın politikayı fikri bile olmaması ciddi bir çıkmaz. Sosyal Demokrasiden bahsedeceksiniz, Sosyalist Enternasyonal'e katılacaksınız ama bu ülkede Kürt sorunu hakkında adam akıllı bir söyleminiz olmayacak. Şimdi Kürt sorunu dedik ya milliyetçi arkadaşlar alınmıştır. Hani sizin bahsettiğiniz PKK sorunu, terör sorunu var ya hep o yok saydığınız Kürt sorunu kaynaklı. Ama anlıyorum daha bundan on sene önce Kürtlerin varlığını bile kabul etmiyordunuz. En azından şimdi inkar edemiyorsunuz, bu da bir gelişme. 


Bu noktada iki çıkmaz nokta bulunuyor. Ana dilde eğitim ve özerklik. Aslında özerklik durumunun tartışılacak bir yanı yok. Zaten devlet yönetiminin merkeziden yerele kayması modern devlet anlayışında vatandaşın yönetime katılabilmesi açısından çok önemli. Burada bu yerel yönetimlerin özerk yapısını siyasi bir yapı olarak tanımlamak bana göre sakıncalı. Kusura bakmasın bazı solcular bunu savunuyor ama ben Kürtlerin kendi ulus devletlerini kurmalarına ön ayak olabilecek bir adımı hiç bir zaman doğru bulmam. Bizim yapmamız gereken yaşadığımız Ulus devlet yapısını daha demokrat, tek ulusa ve dile dayanmak yerine içinde yaşadığı etnik unsur ve kültürle barışık yaşayan demokratik bir yapıya kavuşmasını sağlamak. Siyasi ve etnik tabanlı bir özerklik faşizanlığın ve tabii ki ayrlıkçı milliyetçiliğin temellerini atar. Oysa bizim ilk karşı çıkmamız gereken halkların kardeşliği olmalı. Bunu daha sertte ifade edebilirdik hani dilimizde sivridir. Ama yeri ve zamanı olduğunu düşünmüyorum. Zaten benim yazılarımı okuyan bilir. Ben hiç bir zaman ne Kürtlerin ne de diğer milletlerin ulus devlet kurma hayallerine iyi gözle bakmadım, bakmam. Tarih bu iyi niyetli girişimlerin sebep olduğu savaşlarla dolu. PKK'nın da bu niyette olması ne kadar sözde sol bir örgüt olduğunu gösteriyor. Hep söyledim PKK solcu bir örgütlenme olamaz. İlla bir tarafta olacaksa aşırı sağ kanat daha uygun. Kürtlerin ezilmiş olması, haklarını alamamış olmaları sol olmak için yetmez. Amaç ve yöntem esastır. Belki PKK ilk kurulduğu dönemlerde bunlara sahipti ama uzun süredir faşizan bir terör örgütü olmaktan ileri gidemiyor.


PKK'nın bölge halkından destek alması ise meselenin en büyük çıkmazlarından. Tamam ana dilde eğitim verilsin ve yerel özerklik gelsin ama PKK ne olacak? PKK'nın bölgede yeni planları var. Yeniden şekillenen Ortadoğu haritasında önemli bir güç olma sevdasında. Kuzey Irak'ta kurulması muhtemel Kürt devleti, terör örgütü için çıkış noktası olabilir. Türkiye Kürt politikasında geç kaldı ama zararın neresinden dönse kârdır. Ana dilde eğitimde bu noktada çok önemli. İnsanların kendi dilinde eğitim görme hakkı var.  Ama nasıl olacakta toplumsal mutabakat sağlanacak. Çok zor ama imkansız değil. Tabii ki bu noktada meclisten geçen 4+4+4 yasa tasarısı tekrar ele alınmalı. Yeni anayasa kapsamında sağlıktan, eğitime, hukuk sistemine kadar toplumsal eşitsizliği ortadan kaldıracak yeni bir dil oluşturulmalı. Hani Gülen'in sevgi dili Türkçe saçmalığı gibi değil. Barışa ve eşitliğe önem veren, muğlak ifadeler yerine net ama eşitlikçi bir dil. Bu ülkede Kürtlerin de yaşadığı ve önemli bir nüfus yoğunluğuna sahip oldukları gerçeği göz ardı edilmemeli. Ya Diyanet kaldırılmalı ya da Alevilerin ve diğer farklı mezhepsel dinsel farklılıkları temsil edebilecek daha evrensel bir yapı kurulmalı. Bunların hepsi olması gerekenler ama ne olacak, nasıl olacak göreceğiz.


Özellikle Devlet Bahçeli ve MHP'nin vatan hainliği söylemi tehlikeli. Adam çıkıp her terör saldırısı sonrası milleti galeyana getirmeye çalışıyor sonra kanla beslenen siyasi parti deyince kızıyor. İşte muhalif olmak demek karşı tarafı hiç dinlemeden bu kötü demek değildir. Tamam ben bu sorunun çözümünde MHP ve BDP'ye AKP'den daha çok güveniyorum. Her ne kadar BDP, PKK'nın ipiyle sürekli kuyuya inmeye çalışsa da bir gün o ipin koptuğunu görecek diye umuyorum. Ya da MHP sürekli şehitlerin ve şehit ailelerin kapanmayan yaralarını sürekli dağlamakla oy toplasa da bir gün elini vicdanına koyup sorunun çözümü için elini taşının altına koyabileceğine inanıyorum. Ya da ben çok iyimserim ama işte Kürt sorunu ancak toplumsal bir mutabakat sağlanırsa çözülür. Yoksa bir tarafın istediği dayatılırsa kimse masadan memnun ayrılmaz. Ben tabii ki iyimser gibi görünsem de umutsuzum. AKP gibi sürekli gündem değiştirip kendine oy toplama yarışına giren, kendi iktidarını perçinlemenin bin bir yolunu arayan bir parti varken benim umudum yok. 


Ama yine de bu ülkeyi seviyorum. Gariptir değil mi? Neyini sevdiğimi ve niye sevdiğimi de bilmiyorum. Hani onun beni ve benim gibi düşünenleri pek sevmediği ortada. Gerçi bizi sevmeyen memleketim değil de iktidarlar değişse de aynı tas aynı hamam devlet yapısı desek daha doğru.  Ama ben o şarkiyatçı devlet yapısına rağmen bu memleketi seviyorum be arkadaş. O beni sevmek zorunda değil. Hatta hiç kabul etmese de, beni hep yanlış anlasa da bilsin ki benim hayatımda hiç sarsılmayacak bir yeri var. Onun için bu yazılar yazılıyor. Onun içindir ki ben bu memleket ne olacak diye düşünüyorum. İnsan sevdiği için endişelenir. Ama bizimki öyle kendimize sakladığımız başkalarına bırakmadığımız bir sevgi değil. Bizim sevgimiz, ya sev ya terket sığlığında hiç değil. O yüzden bu ülkeyi her şeyiyle, tüm gerçekleri ve katliamlarına rağmen seviyoruz. O yüzdendir ki biz bu ülkede gerçekleşen tüm kıyımlar aydınlansın, halkların arasında sınırlar kalksın istiyoruz. Ama işte bizim bu yurt sevgimizi anlayacak adam var mı, hani pekte olduğu söylenemez. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski