Seni sevmek üzerine


Uğur Mumcu benim hayatım için her zaman için önemli bir yere sahip. Sadece kitapları değil, fikirleri, gazeteciliği her şeyiyle kendime örnek aldığım önemli bir gazeteci. Daha on yaşında bir 24 Ocak günü öldürüldüğünde tanımıştım onu. Belli ki geç kalmıştım onu tanımak için. Daha ben onun kim olduğunu öğrenmeden gözümden akan yaşların sebebini ise halen bilmiyorum. Bugünlerde ise başka bir Mumcu, Özge Mumcu beni yazılarıyla alıp götürüyor. Tamda duygusal olarak büyük bir boşlukta aşağı yukarı sallanıp duruyorken. Sanki her yazısında beni anlatıyor gibi geliyor bana. Evet biliyorum çok narsistçe bir yaklaşım. Bu kadar ben merkezci düşünmemek lazım ama insan böyle bir boşlukta tutunacak bir dal arıyor doğrusu. 

Özge Mumcu statik enerji adlı blogunda paylaştığı her bir yazısında o boşlukta kaybolan beni çekip çıkarıyor, boğulmaktan kurtarıyor. Belki bende o duygu selinden kopmak için bir sebep arıyorum ama her seferinde bu sebep Özge'nin yazılarından gelince, bu yazarlık yeteneğini kıskanmamak mümkün değil. Aslında ben her şeyden önce kendime şaşırıyorum. Tamam aşk ve kadınlar her zaman hayatımda önemli bir yer tutmuştur. Ama buna rağmen aşk hiçbir zaman hayatımın merkezine yerleşememiştir. Hiçbir zaman aşkı  hayatımın merkezine yerleştirmeme rağmen bu sefer bir kadın için böyle pervane olmak, doğrusu kendimi tanıyamıyorum. Nedir diyorum bu kadının farkı? Her gün onu gördüğümde ya da görmediğim her anda aynı soruyu soruyorum kendime. Bu sorunun yanıtını bulmam ise şu an için imkansız. Belki aşk sarhoşuyum halen onun için her şeyi abartıyorum böyle. Hele birde sevdiğin kadın tarafından reddedilmek, en çokta bu delip geçiyor insanı. İşte ondan sonra büyük bir boşlukta sallanıp duruyorsun. 

Bugünlerde tekrar eskisi gibi olmasa da konuşmaya başladık. En azından artık eskisi gibi kaçmıyor benden. Ya da şöyle diyeyim benimle konuşmaya tenezzül etmeye başladı hanımefendi. Sağ olsun  bana büyük bir iyilik yaptı. Kabul artık kalbim soğudu ona karşı. Gerçekten bir sevgilisi var ya da yok umurumda değil. Tamam umurumda ama madem öyle düşünmemi istiyor bende ona göre davranıyorum artık. Onu sevmekten vaz mı geçtim? Ne yazık ki, kusura bakmayın küçük hanım isteseniz de, yalvarıp yakarsanız da, o karşı konulmaz edanızla lütfen deseniz de bu kalbi sevginizden mahrum bırakamam. Bırakamam çünkü ben istesem de kalbim bırakmaz senin peşini. Gariptir sanki her seferinde bu yazıları sen okuyacakmışsın gibi kaleme alıyorum. Ama biliyorum hiç birini okumadın ve belki de hiç okumayacaksın. Ama ben yazayım sen istersen hiç okuma. 

Benim gibi aşık olmayı seven, aşka inanan ama hayatını aşkın etrafına kurmaktan sakınan bir adamı böyle bir hale getirdin ya, bir gün bunu nasıl becerdiğini sormak istiyorum sana. Nasıl oldu da hayatın anlamını hep daha derin yerlerde arayan benim gibi birini kendine böylesine sırılsıklam aşık ettin. Bir kadın için ben nasıl böyle kendimden geçtim. Oysa Üniversiteye başladıktan sonra hiç bir zaman bir kadını hayatım tam ortasına yerleştirmemiştim. Hatta bu hatayı bir daha yapmayacağıma bundan yıllar önce yemin bile etmiştim. Ama işte kalp yemin bile dinlemiyor. Tam da bu hayattan ne beklediğimi anlamaya başladığım bir sırada karşıma çıkmak zorunda mıydın? Neyse kalbimden geçenleri beceriksizce de olsa bir şiire döktüm. Hiç okumayacaksın belki ama olsun bir kenarda dursun öylesine.

Seni sevmek üzerine

Gülmenin anlamı bilmezdim seni tanımadan önce
Hani hiç görmedim senin gibi güleni
Dolu, dolu, içten ve abartısız
Başkaları görsün diye değil
Sahte ve boş gülen kadınlar gibi hiç değil
Gözlerinin içiyle ve kalbinden, samimice

Beni sana çeken neydi
Bir içten gülüş yetti mi
Bütün yelkenleri suya indirmeme
Hani o baştan çıkaran samimiyetin
İnsanı çıldırtan ukalalığına ne demeli
İçten ve samimiyetle yapılınca ne kadar çekiciymiş meğer
Ukalalık denen o büyük lanet
Seni çok sevdiğimden mi bana tatlı geliyor tüm bunlar
Yoksa bu kadar tatlı ve çekici olduklarından mı
Böyle umarsızca tutuldum sana

Çok mu belli ettim seni sevdiğimi
Fazla mı sıkboğaz ettim
Hani hiç huyum da değildir ama
Beni sen bu hale getirdin
Hani kolay samimi olmam bir kadınla
Hiç sarkıntılıkta etmedim hayatımda
Kalbini kırmak son dileğimdi
Ama istemeden acıttım canını galiba
Beni affedecek misin bilmem ama
Seni sevmekten vazgeçmemi isteme
Arkadaş gözüyle bak bana deme sakın bir daha
Ancak hayatımdaki en değerli dostum olursun
Basit bir arkadaşım olamazsın asla. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski