Marmara İletişim Emine Akman'ın sınavlarım kayda geçirilmiyor iddiasına transkript ile cevap vermiş. İsteyenler cevaba bu bağlantıdan ulaşabilir. Ama nedense bu iddiaları dile getirenleri insafsızlıkla suçlamış. Her neyse transkripte bakılırsa sınavların kayda geçirildiği ortada. Ama zaten Emine Akman sınavlarının kayda alınmadığına dair bir endişesi vardı. Dilekçelerine cevap alamadığından ve notlarıyla ilgili geri dönüş alamadığından şikayetçiydi. Transkripte bakılırsa Akman'ın hali hazırda not ortalaması zaten düşük. Ancak bu Akman'a neden şimdiye kadar cevap verilmediğinin cevabını vermiyor. Belli ki ortada bir iletişimsizlik var. Peki ama neden olay medyaya yansıyınca Marmara İletişim açıklama yapma gereği duydu.
Bu noktada Emine Akman'ın da neler söyleyeceğini beklemek lazım. Bildiğiniz gibi bugün görülen davada 5 ay daha tutuklu olarak yargılanmaya devam edecek. Emine Akman'ın ilk fırsatta bu iddialara cevap vereceğini düşünüyorum. Muhtemelen işin gerçek yüzü de o zaman ortaya çıkacak. Birde okulumuzda eskiden de var olan İslamcı ve ülkücü gençler şimdi gelmiş eskiden bize yaşam hakkı tanınmıyordu diyor. Pardon ama bende o okulda okudum. Bizim dönemimizde hiçbir karşıt görüş bu okulda baskı görmedi. Bazı hocalarla atışmış olmanızda iddianızı kanıtlamıyor. Ülkücü ve İslamcılar eskiden beri pek bizim okulu sevmezler. Bizim zamanımızda da kavga çıkarmak için bin türlü yol denediler. Ama benimde gerek Ülkücü, gerek İslamcı arkadaşlarım vardı. Ben okul döneminde baskı gördüklerine ilişkin hiçbir şikayet duymadım onlardan. Kendi dergilerini rahatça çıkarıyor ve istedikleri görüşlerin propagandasını yapıyorlardı. Bazıları kendi yaşadıkları deneyimler üzerinden Devran öncesi Marmara'yı karalamaya çalışıyor. Yok efendim, dekanların yolsuzlukları varmış. Öyle havadan konuşmakla olmaz, hangi dekan, ne yolsuzluğu yapmış kanıtlayın. Lafınız kime, hangi döneme? Herkesin hedefinde olan bir İletişim Fakültesi yolsuzluk yapacak ve birileri susup oturacak öyle mi?
Hani diyorsunuz ya Devran geldi Marmara İletişim Altın çağını yaşıyor. Peki ama diğer dekanlar döneminde sağlanmayan maddi imkanlar nasıl oldu da Devran döneminde sağlandı? Bana bunun cevabını verin? Bu fakülte Marmara Üniversitesi tarafından yıllarca sahipsiz bırakıldı. Her başını kaldırmaya çalıştığında Diş Hekimliği tarafından ezilmeye çalışıldı. Biz okula başladıktan sonra Diş Hekimliğinin binası baştan aşağı yenilendi, Marmara Üniversitesi fakülteye büyük imkanlar tanıdı. Aynı kampüste yer alan İletişim ise yıllarca bitmeyen binasıyla öğrencilerine eğitim vermeye çalışıyordu. Bizim bahçelerimiz çamur içindeydi, ekipmanlarımız yoktu. Ama bizim bu zor durumumuzu bilen sektörden hocalarımız hiç bir maddi beklenti olmadan bize Miha'da ders veriyordu. Ancak Devran ve onun öğrencileri bu fedakarlığı anlamazlar. Sizler bu okula geldiğinizde imkansızlıklar değil imkanların içine doğdunuz. Sizin Medya Merkezi olarak kullandığınız bina Şişli Belediyesi tarafından yapıldı. Nasıl mı? Bizim prefabrik binamız Belediye'nin yaptığı bir inşaat çalışması sırasında zarar görmüştü. Bunun üzerine medyadaki gücünü kullanan Marmaralılar kısa sürede Sarıgül'ün yeni bir bina dikmesini sağladı. İşte o ünlü Medya Merkezi, stüdyo ve amfiler bu sayede yapıldı.
Teknik ekipmana gelince sayın Devran'a yıllarca bunun için canını dişine takan ama sürekli Rektörlüğün engellemeleriyle karşılaşan eski dekanlarımızdan sonra Marmara İletişim'e bu yatırımların yapılmasını sağlayabildiği için teşekkürü bir borç bilirim. Ama bu hala neden Miha'nın kapatıldığını, bu kadar kaliteli usta, çırak ilişkisiyle öğrencilere gerçek haberciliği öğreten böyle bir köklü kulübün kapatıldığını açıklayamıyor. Ama işte Miha'nın görüntülü bölüm üzerinde oynadığı oyunlar ne yazık ki bir gün aynı şekilde karşısına çıktı. Biz o zamanlar Kemal Aslan'ı küstürmemeleri için uğraşmıştık. Ama olmadı, Kayıhan hoca tüm Miha üzerinde hakimiyet kurdu ve odasını da kaptı. Ne demişler, rüzgar eken fırtına biçer. Bugün Devran ve ekibi önce Kayıhan hoca sonra da Miha'yı okuldan uzaklaştırdı. Ama Devran'ı savunanlar umarım uykularından geç uyanmazlar. Bizde biliyoruz okulun eskisinden daha iyi bir konuma geldiğini. Ama teknik anlamda gelen bu yatırımlar akademik anlamda karşılık bulacak mı? Miha'nın olmadığı bir ortamda öğrencilere rehberlik edecek Kemal Aslan gibi hocaların olmadığı yerde Marmara İletişim kimliğini bulabilecek mi? İşte bunlardan şüpheliyim. Umarım solcuların elinden kalesini alan AKP'li arkadaşlar mutlu ve mesuttur. Eskiden beri cemaatin bizim okulda gözü vardı. Şimdi muratlarına erdiler. Hadi bakalım hayırlı uğurlu olsun. Umarım okulun yeni mezunları verilen imkanlarla çok daha iyi yerlere gelirler.