Suriye meselesinin beklediğimizden karışık olduğu ve satrancın bilinmeyen aktörlerinin de oyuna dahil olmasıyla ortaya çıktı. Peki ama Suriye'de Kürtlerin yaşadığı, hatta PKK'nın Esad'a destek verdiğine ilişkin haberler uzun süredir medyada yer bulmuyor muydu? Aslında bu tür haberler vardı ama fazlasıyla şovenist bir dille PKK-Esad bağlantısını dile getirdiklerinden aslında şimdiye kadar çok ciddiye de alınmamıştı. Yani gördüğünüz gibi haberin inandırıcılığında kullanılan dil önemli. Ne oldu da Suriye'de PKK yanlısı Kürtlerin oyundaki rolü gündeme geldi? Ne zaman Türkiye sınırına yakın beş Kürt şehri PKK yanlısı Kürt grupların kontrolüne geçti o zaman işin aslı anlaşıldı. Şam'da muhaliflerle çatışan Esad hem babasının hem de kendisinin iktidarı döneminde destek verdiği PKK'ya can simidi olarak sarılmak zorunda kalmıştı. Ülke çapında önemli şehirlerin kontrolü muhaliflere geçince Esad, PKK'nın Kürt bölgesinde elini kolunu sallayarak kendi hakimiyetini kurmasına izin verdi. Bu hem askeri olarak hem de diplomatik açıdan Esad'ı rahatlatan bir hamle oldu.
Türkiye açısından ise iş vahim bir noktaya varıyor gibi. Burada Kürtlerin bağımsızlığından çok, bağımsız bir Kürt bölgesinin kontrolü için birbirine girebilecek Kürt siyasi gruplarını düşünmek lazım. Bölgede etkili olan PKK'ya rağmen, Muhalif grupları destekleyen Kürtler, Türkiye'ye mesaj göndermiş ve silah göndermemiz halinde PKK ile çarpışacaklarını söylemişler. Bana göre Türkiye'nin pek bel bağlamaması gereken bir grup. Bir tarafta da Kuzey Irak'ta etkili olan Barzani'nide bir anlamda PKK'nın bölgede etkili olmasından pek hoşnut olmadığı açık. Ama şu anda Kürtler bölgede birleşik bir bağımsız Kürdistan hayali kuruyorlar ve bu hayal gerçekleşmeden bir iktidar savaşının çıkması pek muhtemel değil. Ama daha öncede pek çok yazımda söylemiştim. Kürtlerin bu bölgede, Ortadoğu coğrafyasında kendi devletlerine sahip olması yeni bir Ortadoğu savaşının habercisidir. İran, Türkiye, Suriye, Irak gibi bölgenin önemli ülkelerinin bağımsız bir Kürt yönetimine sıcak bakması pek mümkün görünmüyor. Evet şu anda Esad Kürtlere destek veriyor olabilir. Ama ne yazık ki muhalif güçlerin yakın bir zamanda Suriye'de kontrolü ele geçirmesi muhtemel. Bundan sonra Aleviler ve Kürtler kendi devletlerini kurmaya çalışırlar mı işte belki de en önemli soru bu. Suriye içinde muhaliflerin şeriat devleti kurabileceğine dair bazı işaretler var. Özellikle Türkiye sınırına yakın bölgelerde El Kaide destekli grupların güçlendiği ortaya çıktı. Yine muhalif güçler arasında Müslüman Kardeşlerin çok etkili olduğu biliniyor. Yani Suriye böyle bir karmaşık siyasi karmaşa sonrası bölünme yaşayabilir. En azından özellikle El Kaide'nin ülkede etkili olma ihtimali, Alevilerin Lazikiye merkezli bir devlet kurma girişimine neden olabilir.
Yine Kürtlerinde nasıl bir siyasi ortam oluşursa oluşsun, Kuzey Irak bölgesel Kürt yönetimiyle bir araya gelmek istedikleri ortada. PKK bile bölgede iktidar çatışması yaşadığı Barzani ile güçlerini birleştirmenin yollarını arıyor. Bu noktada Türkiye'deki Kürtlerinde PKK etkisiyle böyle bir bağımsızlık hareketine destek verecekleri ortada. Ve hem Kürtlerin bu sevdası hem de Suriye'de yaşanan siyasi karışıklıklar ne yazık ki bölgede bir savaşın işaret fişeği gibi karşımızda duruyor. Amerika ve İsrail'inde bölgede böyle bir savaşın çıkmasına sıcak baktıkları ortada. Özellikle Ortadoğu haritasını yeniden çizme sevdasında olan ABD artık İngilizlerden miras kalan değil kendine ait bir haritanın peşinde. Bu hayal ne kadar gerçekleşir ve Türkiye bu oyunun neresinde yer alır şu an için belli değil. Aslında Suriye operasyonuyla sanki bu oyunda harita düzenleyici gibi hareket eden Türkiye, şimdi yeni Ortadoğu haritasının en önemli pastası haline gelmeye başladı. Rusya ve Çin'de doğrusu bu yeni haritadan pay kapmanın peşinde. Kısacası yeni bir Ortadoğu ile karşılaşacağımız ortada. Ama ne yazık ki bu planda biz kurban rolüne doğru itiliyoruz. Aslında büyük oyuncular bize her zaman için kurbanlardan biri olduğumuzu tekrardan hatırlatıyor.
Bu oyun Türkiye'deki Kürtlerin birleşik bir Kürdistan'ın şovenist bir hayalden öte olmadığını anlamasıyla ancak bozulabilir. Her ne kadar Türkiye'nin bu süreçten toprak kaybıyla çıkacağına ihtimal vermesem de, hem maddi hemde manevi açıdan büyük bir yıkıma uğrayabiliriz. Sonuçta Ortadoğu'da bizi de ilgilendirecek bir savaş olurken, hem de politik olarak bu oyunda rol kapmaya çalıştıktan sonra savaşın etkilerinden kaçmanın pek imkanı yok gibi. Aslında tüm kilit nokta Kürtlerin bağımsızlığı gibi duruyor. Kürtlerin bağımsızlık sevdası bölgede savaşı tetikleyecek en önemli etken. Kürtlerin şu an için bundan vazgeçme gibi bir niyetleri yok. Bu noktada kendine solcu diyen Kürt gruplarına, Milliyetçiliğin getireceği şiddet ve ölümlerin hesabı konusunda nutuk çekmenin de artık bir anlamı kalmadı. Çünkü belli ki Kürtler her ne kadar Türkiye'den adam akıllı bir çözüm bakışı gelmese de, çözümden çok kendi devlet hayallerini düşünür olmuşlar. Bu noktada ne yazık ki ne Türkiye'de ne de Güneydoğuda barışa dair bir umut görmüyorum. Bu Kürtlerin devlet kurmasından korkmamdan değil bu devletsel yapının bölgeye kan ve şiddetten başka bir şey vadetmemesinden kaynaklanıyor. Karşılığında ise bütün Kürtleri bir araya getiren bir Ulus devlet. Tebrik ederim Kürtleri, ülkede şovenist ve Milliyetçi akımları sürekli eleştirip onların yolundan gitmek gibi bir başarı elde ediyorlar. Ama işte bir millet kendi devletini kurma hayaline kapıldıysa onu hiçbir Sosyalist gerçek rüyasından uyandıramaz.
Tags:
AKP
Davutoğlu
Dış İşleri
Diplomasi
Esad
Gündem
Haberci Günlük
Kürt
Ortadoğu
PKK
Siyaset
Suriye