Bugün Galatasaray'lı arkadaşların yeni bir şike vurgusuyla karşı karşıyayız. Ama işte bu ülke insanın ima etmekten, mecaz kullanmaktan bihaber olduğunu unutmuşuz. Mecaz deyince divan edebiyatında anlamadığı göndermeleri hatırlayanların Aziz Yıldırım'ın sözlerinden anlam çıkarmasını beklemek Polyanacılıktır.
Peki ama Yıldırım ne diyor: "Şike yaptıysam, Fenerbahçe için yaptım" başını dinlemediğinizde bir itiraf gibi değil mi? Ama şöyle diyor, kişilerle kurumları ayıramazsınız, madem şikeden ceza aldım Fenerbahçe neden ceza almıyor. Ben şike yaptıysam Fenerbahçe için yaptım. Aslında cümle bu şekilde., Yıldırım madem diyor, şike suçu var ortada neden ne Federasyon ne de UEFA bu konuda harekete geçmedi? Hani diyorlar ya, davanın sonucu ortaya çıktı, şikecisiniz. Peki ama UEFA, şikeciliği güya kanıtlanan Fenerbahçe'yi neden kupalardan men etmiyor. Geçen sene tedbir olarak böyle bir karar alan UEFA şimdi güya ortada kanıt varken neden harekete geçmiyor? Hadi anladık Federasyon kararına kılıf uydurdunuz peki ama UEFA'yı da mı satın aldık.
Eğer ortada öyle bir şey varsa gerçekten Fenerbahçe bırakın Türkiye'yi, uluslararası anlamda büyük bir şike yapılanması kurmuş. Acilen bu işe FIFA'nın el atması, gerekirse Platini'yi bile görevden alması lazım. O kadarda abartma diyorsunuz belki ama sizin anlattığınız senaryo böyle bir gerçeklik yaratıyor. Peki ama mahkemede sunulan kaset çözümlerinden tutun, tanık ifadelerine kadar Fener aleyhine olan bütün kanıtların çürümüş olmasına ne demeli? Hani o basına servis edilen çanta alışverişi görüntüleri nerede. Ama işte mahkeme sürecini taraftar gözlüğü ile seyredince olayın yönü değişiyor. Ben birçok kez söyledim, Aziz Yıldırım'ı sevmem ve Fenerbahçe başkanı olarak görmek istemiyorum. Ama bu onun ÖYM'ler tarafından haksızca yargılanması için sebep değil. Eğer Aziz Yıldırım suçlanmamış olsaydı, sözü edilen NATO ihalesine katılabilecekti. Çünkü bu ihalelere katılabilmek açısından sabıkanızın temiz olması gerekiyor. Bu bile aslında neden suçlanmasına karşın serbest kaldığını ortaya koymaya yeterli. Mahkeme öyle bir karar aldı ki ne suçlu deyip Yıldırım'ı içeri aldı ne de serbest bırakırken suçsuz diyebildi. Kısacası ne şiş yandı ne kebap. Öyle ki Yıldırım'ın serbest kalmasına sevinen taraftar, günlerce karardaki bu cinliği fark etmedi. Dedik ya adamlar kurguyu yapmış, planlamış. Kendilerince Yıldırım ve Feneri itibarsızlaştırdılar. Sürecin sonunda da belki Yıldırımsız, yani dikensiz bir gül bahçesi gibi bir Fenerbahçe bekliyorlar. Ama bana göre çok beklerler.
Öyle bir durumda kaldı ki Galatasaray'lılar bir taraftan ÖYM'lerin yaptığı haksız yargılamalara karşı siyasi tavır almak isterken, bir taraftan süren şike davası yüzünden seslerini kısmak zorunda kaldılar. Oysa demokratlık bu değil. Her ne kadar onların düştüğü bu ikilemi anlamak zor olmasa da, yinede keşke süreci doğru okumaya çalışsalardı. Aynı hataya Yıldırım'ı sevmeyen biri olarak bende düştüm ilk başlarda. Medyada bu kadar konuşmanın ve sözde görüntülerin neden yayınlandığını sorgulamadım. Ama sonra gazetecilik kimliğimiz ağır basmış olacak sürecin içindeki yapılanmayı görmeye başladık. Belki cemaatin Fenerbahçe'yi ele geçirme gibi bir amacı yoktur. Asıl burada güdülen amaç aslında, Oda TV, Ergenekon gibi davalarda yıpranan ÖYM imajını aklamaktı. Bu aklama sürecinde, Erdoğan'ın damadı Çalık'ta süreçten fazlasıyla yararlandı. Kimse sürece neden Serdar Adalı dahil edildi araştırmıyor mesela. Adalı'nın, Yıldırım ile aynı Nato ihalesine girmesi tesadüf müdür? Bu ülkede yaşayıp, tesadüflere inanmaya devam ediyorsanız eğer, yanaklarınızdan öpmek ve iyi niyetinize kurban olmak istiyorum.
Bu süreçte takımlarına destek olan Fenerbahçeliler, ne yazık ki ülkede yaşanan diğer antidemokratik gelişmelere karşı aynı birliği göstermediler. Anlıyorum, takıma yapılan haksızlığa karşı çıkmak lazım. Ancak başka ne için bu millet sokağa çıkıyor. Üzülmeyin, Galatasaray'lı da olsa başka takımda olsa süreç böyle gelişecekti. Normalde sokağa çıkmayan taraftar isyan edecekti. Amaçta aslında buydu. Dikkat edin Fenerbahçe üzerinden bu ülkede ne kadar çok gündem allak bullak edilip, AKP'nin ekmeğine yağ sürüldü. Ve şimdi neymiş kanıt yok ama Yıldırım suçlu. Suçlu ama hapiste değil, silahlı çete dediler ama ortada silah yok, Fenerbahçe şike yapmış güya ama ne Federasyon ne de UEFA ceza vermemiş. Bana anlatır mısınız o zaman madem şike var neden yarın Şampiyonlar Ligi ön elemesi oynayacağız. Geçen sene UEFA'yı sözde delillerle ikna edenler şimdi neden suskun. Fenerbahçe üzerine, Türk futbolu üzerine bir cemaat oyunu oynandı ve kaybeden ne yazık ki futbol oldu. Tarih bu mücadelede kimin hangi tarafta olduğunu unutmayacaktır. Kimin iktidarın mahkemelerine çanak tuttuğunu, kimin haklının yanında saf tuttuğunu unutmayacak. Vakit geç olmadan doğru tarafı seçin derim ama galiba bazıları için bunun zamanı çoktan geçmiş.
Tags:
3 Temmuz
AKP
Aziz Yıldırım
Cemaat
Erdoğan
Fenerbahçe
Galatasaray
Gündem
Haberci Günlük
ÖYM
şike davası