Dün bir sürprizle karşılaştım. Artık iyi bir sürpriz mi yoksa kötü mü bilemiyorum. Ama hala içimdeki ateşin sönmediğini fark ettim. Hani aslında hala en azından ruhumuzun genç olduğunu hissetmek açısından güzeldi. Tamam eskisi gibi ardında sürünecek kadar bağlı değiliz ama anladım ki ben baya özlemişim onu. Kokusunu, gözlerini, sesini, gülüşünü. Ama her sesini duyuşumda, her gülüşünde onun bir başkasına ait olduğunu düşünmek bu kolay atlatılır bir şey değil. Ama bir şeyi de anladım. Onun bir başkasına ait olduğunu anladıktan sonra gerçekten vazgeçmişim ondan. Küçükken de başkalarının oyuncaklarıyla oynamayı sevmezdim. Birine ait kitabı okumak bile zulüm gibi gelir bana. Başkasından aldığım ve ödemediğim borç, kursağımda öylece kalıverir. Sevdiğim ama başkasına ait olan kadına bakmakta şimdilerde çok zor geliyor bana. Bir yerden sonra fark ediyorum, sesini bile duymuyorum. Bazen fark etmiyorum yanımdan geçtiğini. Onunla konuşmak adına fırsat yaratmak içimden gelmiyor artık. Hatta aynı anda yemeğe çıksak ben ne diyebilirim, ne konuşabilirim diye düşünmeye bile başladım. Ya ağzımdan kaçırırsam bildiklerimi. Kaçırmam biliyorum ama ya o kopasıca dilimi tutamazsam da ona laf atmaya kalkarsam.
Olsun ne olursa olsun vazgeçmişim onu anladım. O kadın kalbimin köşesinde bir yere yerleşmeye başladı artık. Hatta belki onu sürekli görecek olsam bile rahatsız olmayacağım. Şimdi tek sorun şu o benden rahatsız oluyor mu? Hani ben onu rahatsız edecek bir şey yapmamaya çalışıyorum ama ne bileyim bu kadınları anlamak zordur. İşin içinde sevgilisi de olunca benden uzak durmasını artık anlayabiliyorum. Kızda haklı, ne yapalım yani olmayacak duaya amin demenin anlamı yok. Tamam hayatımda olmasını isterdim. Ona mehtabın altında sarılan adam ben olmak isterdim. Onunla tüm İstanbul'u gezmek, bilmediği görmediği sokaklarda sabahlara kadar dolaşmak isterdim mesela. Hani o cami dikmek istedikleri Çamlıca tepesine çıkıp beraber güneşi batırmak isterdim. Hayallerim hep masum kaldı benim. Hiç aklıma başka bir şey gelmedi nedense. Hem şimdi sevgilisi var, mutluluğuna halel gelsin istemem. Şu dünya en son istediğim şey o bal rengi gözlerinden bir damla gözyaşı dökülmesi.
Seni çok sevdim be Çankırı güzeli. Olmadı, hayatına giremedim. Hayatta hani güzellik anlamında dersen senden daha güzel kadınlar oldu belki. Ama yok senin gibi birine hiç rastlamadım ben. Güzelliğe aşık olmak kolaydır. Ama iç güzelliği görmek, istiridyenin içindeki inciyi fark etmek zordur. Bizden önce kalbini fetheden fatihler olmuş belli ki. Biz yolumuza devam edeceğiz. Sensiz bir yol ne kadar anlamlı olursa. Biliyorum senin için, kadınlar için anlaması zor. Neden bu kadar bağlanıp kopamadığımız. Ben hiç yalandan aşık olamadım ki onun için hiç bilemem nasıl koparılıp atılır. Seni unutmak demek kalbimi söküp atmak demek. Ama o kalp bana lazım güzelim. Bir gün ona gerçekten anlam katacak olan kadını bekliyor. Ben bir kadın için kalbinden vazgeçen erkeklerden olmayacağım. Bu bana daha çok acı verse de benim hayata devam etme şeklim bu. Mücadeleden, acıdan kaçmadan onunla dalga geçerek yeni bir dünyanın mümkün olduğunu düşünmek. Her zaman yeni bir dünyanın kapısı açılmıştır bana. Şimdi nasıl bir dünya bizi karşılayacak bekleyip göreceğiz artık.