"Dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan"




Dün Foça'da PKK'nın gerçekleştirdiği saldırıda bir askerimiz şehit oldu. PKK'nın saldırısı sonrası herkes birleşirken, teröre lanet okurken bugün TSK, Alevilere büyük bir kazık attı. Kazık diyorum çünkü, Aleviler için cenazenin cemevinden kaldırılması önemli bir ritüeldir. Bizim kendi cenazemizi nasıl kaldırdığımızda, nereden kaldırdığımızda kimseyi ilgilendirmez. Ama işte bu ülkede devlet denen organizma cemevi gerçeğini idrak edemiyor. 

Sadece devlet olsa, sokaktaki vatandaş bile idrak edemiyor ki. Sanki biz bu Sünnilerle başka memleketlerde yaşıyoruz. Hadi hayatında Alevi görmemiş insanları anlarım ama mesela, Alevilerle aynı mahallede oturanların yaptığı ayrımcılığı anlamak çok zor. Neymiş efendim, Alevinin kestiği yenmezmiş. Bunu da sizin komşu diye suratınıza baktığınız insanlar yapıyor. Sonra gel, Aleviler neden bu kadar asabi. Ya ne olalım, sen komşuna aşure götür, o gelsin çöpe döksün. Sen adama komşuluk yap o arkandan, birde mum söndü yapmasalar diye konuşsun. Sonra gel bunlara küfür etme. Her neyse bırakalım bu toplumun içimizi kemiren sorunlarını ortaya dökmeyi, bilen bilir zaten neyin ne olduğunu. Gelelim bu ülkede devlet eliyle yapılan Alevi ayrımcılığına. 

TBMM, cemevi ibadethane değil der, Yargıtay, cemevini ibadethane olarak kabul etmez. Diyanet çıkar, tek İslami ibadethane camidir. Tamam da, cami sizin mescidinizse, cemevide bizim mescidimiz. Biz sizinle aynı ibadeti yapmıyorken nasıl olacakta aynı mekanda ibadet edeceğiz. Beyler bir kere onu geçeceksiniz. Siz daha bir Maliki'nin bile farklı namaz kılmasına iyi gözle bakmazken, cemlerimize mi iyi gözle bakacaksınız? TSK'nın   yaptığı bu ilk ayıpta değil. Daha öncede başka bir Alevi şehidin cemevinden cenazesinin kaldırılmasını engellemiş. Neymiş efendim, resmi tören camideymiş. Yarın bir gün Hristiyan kökenli birisi şehit düşse (şimdi başlarsınız, şehitlik mertebesi Müslümanlar için diye. Her ne derseniz deyin işte anlayan anladı.) acaba resmi tören camide diyerek cenazenin kaldırılmasını engeller misiniz? Hiç sanmıyorum. 

Ailesi karşı çıkıyor, Dede karşı çıkıyor, ahali karşı çıkıyor ama devlet, sanki kendi malıymış gibi aileden cenazeyi alıp camiye götürüyor. Şimdi kalkıp, camiye gitmesinde ne var diyenler çıkacaktır. Madem bir şey yok, devlet erkanı cemevine gelsin. Herhalde orada adam yemiyoruz. Bir Perşembe günü Allah rızası için cemevine gelin, bir ceme katılın, kimse siz Sünnisiniz diye ayrımcılık yapmaz. Gelin, her gün adak olur cemevlerinde, gelin bir etli pilavımızı yiyin. Bir sazımızı, sözümüzü dinleyin. Göreceksiniz öyle korkulacak adamlar değiliz. Hayır aslında bu davet ederken el pençe divan durur haldeki nezaketimizi de sevmiyorum. Sanki bize ön yargılı bakanlara nezaket etmek zorundayız. Ama olsun bizimki davet olsun. Zaten gelen Sünniler olur mesela, Şahkulu ya da Karacaahmet gibi cemevlerine. Hani İstanbul'da kolayca bulacağınız iki cemevi  bu ikisi. Gelin bir yolumuzu, erkanımızı öğrenin. Alevili toplumu felsefi açıdan bu topraklarda kalan son hümanist akımlardan biri. Bizde bozuluyoruz, Alevilerde yollarını, erkanlarını unutuyorlar. 

İnsanı, insan olduğu için seven, Kıblesini mekana değil, insana çevirmiş bir yol. Ahmet Yesevi, Yunus Emre, Hacı Bektaşi Veli gibi ermişlerin zamanında açtığı bu yolda Aleviler, yaradılanı yaradandan ötürü seviyorlar. Babam anlatır, Erzincan'da Alevi köylerinde ava bile çıkılmazmış. Hayvanları avlamayı bile doğaya saygısızlık olarak gören farklı bir felsefe. Belki de bu toprakların Kızılderilileri. Ama nasıl Amerikalılar, Kızılderilileri anlamadıysa, onların barışçı anlayışlarını topraklarını ellerinden almak için kullandıysa, Türk devleti de Alevilerin bu barışçıl felsefesini kendi çıkarları uğruna kullanıyor. Bu ülkede yakıldık, sömürüldük, katliama uğradık ama hala bu ülke bizim diyoruz. Cemevlerimiz tanınmıyor, ibadetlerimize akla hayale sığmayacak hakaretler ediliyor ama biz hala bize tokat vurana diğer yanağımızı çevirmeye devam ediyoruz. Bugünlerde yine üzerimize oynuyor birileri. Bizim damarımıza basıp ayaklanmamızı bekleyenler var. Biz demokrasiye ve insanlığa hala inancımızı koruyoruz. Sünni İslam anlayışıyla bizi sömürmeye, asimile etmeye çalışanlara inat her gün yeni bir cemevi bu ülke topraklarında faaliyete geçiyor. Zülfi Livaneli, umarım Alevilerin bu ülkede sabırları taşmaz demiş. Haklı, bu ülkede sabrı en çok sınanan unsurlardan biriyiz. Ama bizim yolumuz, erkanımız belli, insana odaklı felsefemiz ortada. Her ne kadar birçok Alevi buna göre yaşamasa da, bu yoldan dönenler olsa da Pir Sultan'ın dediği gibi dönen dönsün, ben dönmezem yolumdan. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski