Hayat devam ediyor hala



Bu geceler çok uzun geliyor bana. Elimde sana olan son parça sevgiyi de yoldan geçen bir fakire vermişim. Kalmadı bahardan elimde kalan bir şey. Kışın bahara döndüğü günlerde kalbimde filizlenen bir kardelendin sen. Şimdi mevsimin geçti, benden geçtin, geçtin ve gittin. Ben hala buradayım Sana dair düşlerimi, aklımda kalanları bir kenara alıyorum şimdi. Sensiz düş kurmasını öğrenmem gerek. Artık her sarı kıvırcık saçlı kadını sen sanmaktan vazgeçtim. Biliyorum sen olmadıklarını ama hala senin olmanı istiyorum. Ama anladım, şu anda sadece seni görmeyi özlüyorum. Hani seni özlemediğimden değil ama, özlememeyi öğrenmek gerek. 

Öğreniyorum sevgisiz kalmayı, yeniden.Kalbim yalnız ve sevgisiz daha mı mutluydu acaba? Ama işte ben mutluluğu sevmeyen bir adamım. Mutluluk bana hayatın bir kandırmacası gibi gelmiştir hep. Hani mutsuzluk içinde bir anda karşına çıkıp, seni sevindiren küçük bir an.Çölde bir vaha bulmak gibi. İşin kötü yanı bazen vahaya ulaşmak adına kendimizi seraplara teslim ediyoruz. Ve o seraplar canımızı çok yakıyor. Umut güzel şeydir ama boş umutlar canımızdan can alır. Sen benim için ulaşılmaz bir vaha mı yoksa dünyanın en güzel serabı mıydın? Bana ikincisi gibi gelmeye başladı. 

Hani ben umutsuz ve mutsuz bir adam değilimdir. Sadece mutluluk benim için bir yalandır. Ve tabi mutsuzlukta. Yaşam dediğimiz şey aslında, mutluluk ve mutsuzluk arasında başımızdan geçenler. Ve işte ne mutlu ne de mutsuz olmadığımız anlar, değerini bilmediğimiz o huzurlu anlardır bizi biz yapan. İşte şimdi öyle bir andayım. Mutlu değilim, mutsuz değilim ama huzurluyum. En azından senin bir gülüşün, bir sesinle mutlu olabilen o şaşkın aşıktan kurtuldum.Senin yokluğunda mutsuzluğa kapılan o melankolik adama da yol verdim. Şimdi mutlu olduğum için değil, istediğim için gülüyorum.Hani mutlu olduğunda insanlara göstermek için gülersin ya. İşte aslında o an mutsuzluğa en yakın andır. Nasıl mutsuz olduğunda ağlarsın, kızarsın, bağırırsın. 

Ama kimse aradaki o güzel zamanları görmez.Mutsuzsa mutlu olmak için çabalar.Mutlu ise sürekli öyle kalmak için sebepler arar. Ve bulamazsa eğer sürüklenir mutsuzluğun o dalgasız limanlarına. Acaba mutlulukta bir tür mutsuzluk durumu olabilir mi? Hani bir tür kendini kandırma gibi. Aslında içten içe mutsuz olmana rağmen kendine bile itiraf edemediğin umutsuz bir kandırmaca. Mutlu olmak için kendimizi neşeli hissetmemiz yeterli midir? Ya da nedir bu mutluluk denen illet. Bana göre gerçek mutluluk kendini düşünmek değildir. Başkaları içinde mutlu olabilmektir mesela. Hatta bir başkası için üzülmek bile insanı mutlu edebilir. En ahlaklısı da budur bence. Kendin için mutlu olmak. Ne kadar bencilce bir şey oysa. Sadece kendini mutlu etmek adına başkalarını mutsuz etmek mesela. Çok bahsettim mutluluk denen lanetten ama başkalarıyla paylaşamadıktan sonra hiçbirinin değeri yok gözümde. Hayatım hep arafta geçti. Arafta kalmak zordur, çetrefillidir. Ama baştan beri diyorum ya, gerçek mutluluk herkese, her şeye eşit mesafede kalabildiğin arada bir yerde. Sadece onu arayıp bulmak lazım. İçimizde bir yerde başkalarına dağıtabileceğimiz kadar sevgi ve mutluluk var. Önemli olan herkese hak ettiğini kadarını vermekten geçiyor. 

Umarım sana istediğin kadar mutluluk ve sevgi verebilmişimdir. Ama unuttum, sen benden ne sevgimi ne de mutluluğumu istedin.Sana vermek istediğim herkese verdiğimden fazla diye mi korktun acaba? Her neyse şimdi benden alamadığın o sevgiyi çevreye dağıtmam ve kurtulmam gerekiyor. Bende kalan son hatıralarını da toparladım. Bir sandığa kilitleyip, hayata devam etmek kaldı sadece. Bu sana yazdığım son yazı belki de. Belki diyorum çünkü, söz veremem. Şimdilik benden bu kadar, artık sağlıcakla kal mesajlarına son veriyorum. Sensiz daha mı güzel gelmeye başladı her şey. Çiçekler daha mı farklı kokuyor. Güneş sanki farklıydı bu sabah. Demek ki mutlu olmak yaramıyor bana. Göremiyorum gerçekleri. O pembe gözlükleri çıkarmam iyi oldu. İyi ki şu anda karşımda değilsin çünkü seninde içini görürdüm apaçık.Belkide hiç hatırlamak istemeyeceğim bir hatıra olurdun benim için.Bırakalım böyle kalsın, ben seni o akşam bana gülen güzel kadın olarak hatırlayayım. Sen beni nasıl hatırlamak istersen öyle hatırla, doğrusu pekte umurumda değil artık. Hayat devam ediyor hala.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski