Hayatı yeniden yaşamak




Bu senin hakkında yazdığım son yazı güzel kadın. Neden istemediğim bilgileri, istemediğim zamanlarda öğrenmek gibi bir lanete sahibim. En başta başıma gelecekleri göre göre neden senin gözlerin kaybolmayı tercih ettim. Görmüştüm oysa, bana ait olmayacağını görmüştüm. Farketmiştim, başkaları farketmek için gözlerini kullanırken ben kalbimde hissetmiştim. Peki ama niye şimdi, neden şu anda gerçeği öğrenmek zorundaydım. Gerçeği kabullenmek neden benim için bu kadar zor. Onun orada olduğunu fark etmek ama gerçeği görmemek adına sürekli gözlerini kapatmak. Bunun gerçekleri farketmeden geçen gözü körleşmiş insanlardan nasıl bir farkı var. Onlar gerçeği görmüyor, sen görüyorsun ama kabullenemiyorsun. Bu daha büyük bir ahmaklık değil mi? Bence öyle, diğerleri an azından görmüyorlar ve farkında değiller. Madem fark edebiliyorsun başkalarının görmediklerini gözlerini kapamak neden. 

Duydum ki sevdiğin adamla mutlu bir hayata adım atmak üzereymişsin. Bunu anlamış olduğumu neden birilerinden duyduğumda farkediyorum. Parçaları bir araya getirmek için neden bir sonuca ihtiyacım var. Şu anda içimde hiç bilmediğim bir heyecan var. Seni ilk gördüğümde yaşadığım gibi, kalbim küt küt atıyor. Biliyorum, bir şeyler olacak, istemediğim şeyler. Ya da belki de istediğim şeyler. Yanımda değilsin, yakınımda değilsin ama senin varlığını hissediyorum. Oysa yalvarmıştım Tanrı'ya bana bir daha onu gösterme diye. Seni tekrar mı göreceğim nedir bu? Anlamını biliyorum ama kelimeler ağzımdan çıkmaya hazır değil. Şimdi değil, şu anda değil. Seni bembeyaz bir gelinlikte hayal etmek ama senin başka bir adamın kollarında görmek. İşin kötüsü ne biliyor musun, seni kollarına alacak olan adam, sevdiğim ve saygı duyduğum bir adam. Bir taraftan da insanlar nefret edemeyen bir kalp. Şimdi diyorum kader bana senin evliliğine şahit olma imkanı vermesin. Ben buna dayanamam. Hep mutlu olmanı istiyordum ve işin garip yanı, seni benden sonra mutlu edeceğine inandığım adama kollarını açıyorsun. Demek ki bunları yaşamamız gerekiyordu. 

Dün akşam bir farklıydı İstanbul. O haberi duyana kadar bir şekilde eve dönmeyi düşünüyordum. Önce sevdiğim o adam için evlenecek dediler. Masada dört kişiydik. Bir anda hissettim ama hala o anda bile yok diyordum sen değilsindir. Ama senin olduğunu söylediler ve o anda içim yandı, kalbim parçalandı. Evet dedim aşk denen şey böyle son buluyormuş. Onlar anlattıkça seni hayal etmeye başladım. Bembeyaz bir gelinlik içinde gördüm seni. Yanında sevdiğin adam ve ben öyle kalıyorum. İşin garibi bir taraftan senin mutlu olman beni de mutlu ediyor ama bir yanda senin yanında ben olmadığım için yıkılıyorum. Hem mutlu hem de mutsuz olmak aynı anda bu nasıl bir şeydir öğrenmiş oldum. Ve dün ama aslında bugün İstanbul'a sığındım. Uyumadım sabaha kadar. Moda sahilinde seni düşünmeden günü sabah ettim. Hayatı düşündüm, yaptıklarımı düşündüm, yapmadıklarımı düşündüm. Ama ne olduysa artık kalbim kıpır kıpır şimdi, o günleri hatırlıyorum. Seni ilk gördüğüm anları. Sanki zaman hiç geçmemiş ve ben o günde çakılı kalmışım. Biliyorum ben böyle hissettiğim zamanlarda bir şeyler değişir. Hayatım kökünden olmadığı şekilde değişir. Üniversiteyi kazandığım sınav dördüncü girişimdi. Ama ilk sınava girmiş gibi heyecanlanmıştım, hissetmiştim aslında ama farkında değildim. Marmara Gazetecilik yazdığımda hissetmiştim, kalbim küt küt atmıştı. Sonuçlar açıklanmadan bir gece önce uyuyamamış ve içimden Marmara Gazetecilik geçmişti ve o andan sonra yaşamım değişti. 

Şimdi dün gece bu gerçeği fark ettikten sonra neden böyle hissediyorum. Ne değişecek, ne olacak hayatımda. Şimdi niye göremiyorum geleceği. Bu iyi bir şey mi, yoksa göremeyeceğim kadar korkunç bir gerçek mi bekliyor beni. Ne olacak, ne bekliyor beni. Neden şimdi susuyorsunuz, konuşun benimle. Söyleyin, şimdi hazırım ne bekliyor beni. Hazırım artık gerçekleri fark etmeye. Hiç olmadığım kadar hayata bağlıyım artık. Söyleyin bana ne bekliyor beni. Dün geceden sonra artık başka bir adamım ben. Değiştim, bunu hissediyorum. Hayata küsmenin değil onu istediğim yerinden yakalamanın zamanı. Biliyorum bu zifiri karanlık aydınlığa en yakın olan an. Evet belki bu yaşadıklarımı bir şekilde hak ettim.Yaptığımız hatalar bir şekilde döngü şeklinde bize geliyor. Ve şimdi yeni bir döngüye girmenin zamanı. Nasıl günahlarımızın kefaretini ödediysek, hayırlarımızın da karşılığını alacağız. Zaman bize farklı bir oyun oynuyor. Hadi bakalım şimdi her şeye yeniden başlamanın zamanı. Hayatın planını bilmiyorum ama artık hiç bir şey eskisi gibi olmayacak. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski