Memleket yine toz duman ve birilerinin bu dumandan kafayı kaldırıp, ne oldu diye bir bakması lazım etrafa. Şemdinli'de operasyonlar sürüyor ve şehitler gelmeye devam ediyor. Kimsenin sonuç getirmeyen silahtan vazgeçmeye niyeti yok. Kürt halkının yok çünkü birileri belli ki bir takım sözler vermiş ve belli ki bu sefer baya bu işi sonlandırma niyetinde. PKK'nın bu kadar fütursuzca saldırması ve hiçte geri çekilmeye niyeti olmaması dediğimi kanıtlar nitelikte. İşin kötü yanı, Kürtlerin bu devlet kurma hayali nedeniyle Ortadoğu savaşında verilen en büyük kurban olacak olmaları. Arapların, Acemlerin ve Türklerin bir şekilde devlet kurma tecrübeleri olması nedeniyle yeniden kendilerine gelme imkanı var. Ama Kürtlerin çıkacak bir Ortadoğu karmaşasında nasıl hayatta kalacakları meçhul. Hadi diyelim bu karmaşa bitti ne olacak? Tarihi bilenler şunu da iyi bilir kimse bu topraklarda arkasından vuranı unutmaz ve affetmez.
Bugün Kürtler ve Türkler arasında bir iç savaş yaşanmıyorsa bunun ardında Kurtuluş savaşını, Çanakkale'yi aramak lazım. Bu ülkede halen Ermeni ve Rum'a olan kinin sebebinin yine 1. Dünya Savaşı ve Kurtuluş savaşından kaldığının bilmem hatırlatmama gerek var mı? Eğer bu topraklarda birileri barıştan ve kardeşlikten yanaysa o silahları bırakıp, devlet kuracağız hayallerinden vazgeçip gerçek anlamda kültürel olarak ne istediğine karar vermelidirler. Özellikle Sosyalist geçinen insanların Milliyetçiliğin her türlüsüne karşı olması gereken insanların açıktan olmasa da Kürtlerin bu sevdasının ardında durması gerçek anlamda beni deli ediyor. Ya biz tüm kuramları yanlış anlıyoruz ya da 90 sonrası yeniden şahlanan Milliyetçilik akımları karşısında Sosyalist kuramcılar tutunacak bir dal arıyorlar. Daha önce Türkiye'de devrim yapacağız hikayesiyle Türk solunu ardında toplamaya çalışan PKK, bu toplu kirletmenin ardından 90 sonrasının akımına uyarak alttan alta savunduğu Kürt devleti projesini yeniden devreye sokmuştu. Şimdilerde ise belli ki yine işi solculara yıkmaya çalışma niyetinde olacaklar ki, demokratik cumhuriyet diyerek federasyon ayağından nasıl devletleşiriz hesaplarındalar.
Bu işin içinde fazlasıyla BDP'de olunca ve ne yazık ki BDP içinde kendini devrim yoluna vermiş önemli adamlarda, Kürtlerin bu sonu belli senaryosunda oynamayı seçince insanın içi burkuluyor. TSK'nın da zaten öteden beri PKK hani olur ya bir şekilde sınırın dışına çıksa bile silah bırakma gibi bir niyeti olmadı. Hani PKK olmasın ama muhatap alınabilecek her hangi bir kişiyle bile konu hakkında hiçbir müzakere TSK içinde kabul görmeyecektir. Devletin karşısında tabii ki TSK'nın sözü geçmez ama ordunun gönlü olmadan da bu çözümün anlamı yok. Burada TSK'nın bekçiliğini yaptığım düşünülmesin. Ama ortada 28 yıldır süren bir çatışma, bir tarafta kendini özgürlük savaşçısı olarak tanıtan Stalinist bir terör örgütü diğer tarafta ise gerektiğinde kendi vatandaşını bile acımadan öldüren ve sömüren bir devlet. Bu çatışmanın ön saflarında yer alan orduyu siz sürecin dışında tutarsanız barışa ulaşamazsınız. Bu olay uzun ve çetrefilli. Ve birileri çoktan düğmeye basıp, hem bizim hem de Kürtlerin kaderini tayin etmeye niyetleniyor. Bu niyetler her zaman karşılığını bulmaz. Uzun süredir bu topraklarda Kürt devleti kurma planları kuranlar var. Bunlara ister fazla komplocu yaklaşıp İlluminati deyin, isterse Amerika, İsrail ortak yapımı birşeyler uydurun sonuçta Kürt devletini kurdurmak isteyen önemli siyasi çevreler var. Bugün Kürtlerin bu kadar faşizan ve devlet kurmaya bu kadar iştahlı bakması da bu yüzden. Ama siz bu soruna durduğunuz yerden ister terör ister Kürt sorunu diyin ben şu anda çözüm göremiyorum. Zaten barış ancak fedakarlıkla olur. Hem devlet kurayım hem de size komşu olayım, öyle bir dünya henüz yok ve olmayacak. Çünkü o kadar geniş olmak için devlet denen şeyinde anlamını yitirmesi lazım. Her neyse bunlar karışık meseleler ve hepsi bir makale konusu olacak kadar geniş. Biz şimdilik bu kadar anlatalım. Nasıl olsa bu memlekette bu çatışma sürmeye ve şehit vermeye devam edeceğiz. Yani bir şeyler değişmediği sürece biz bunun gibi çok yazı yazacağız. Nasıl olsa orada anlatırız anlatamadıklarımızı.