Değişmeyen tek şey Ortadoğu'nun kaderi




Biz devam edelim şu kadar şehit verdik ve karşılığında şu kadar çok teröristi hakladık diye günümüzü geçirmeye. Amerikanın en ciddi gazetelerinden birinde yayınlanan yeni dünya atlasında yer alan Kürdistan haritası nereye doğru sürüklendiğimize açık kanıt. 

Terör örgütü önce Şemdinli gibi yerlerde direnişe geçerek farklı bir eylemsel plan içine girmişti. Son olarak ise Tunceli civarında önce CHP Milletvekili Hüseyin Aygün kaçırıldı daha sonra ise Ovacık Cumhuriyet Savcısı öldürüldü. En son Tunceli'de bir karakola yapılan saldırı aslında örgütün planını ortaya koymaya yetiyor. PKK kendi bölgesinin sınırlarını belirleme arayışında. Bu açıdan Tunceli anahtar görevinde. Kürdistan kurma hayali peşinde koşan bu sözde Sosyalist örgütlenme, bölgede kendilerine oy vermeyen halkı silahla korkutmanın peşinde. Yine Hüseyin Aygün'ü kaçıran teröristlerin Savcıyı öldürmüş olması da manidar. Hatırlarsanız, Aygün insani bir şekilde o dağlarda yaşayan gençlerinde insan olduğu gerçeğini yüzümüze vurmuştu. Şimdi bu kişilerin kullanılmış olması da aslında Aygün ve CHP'yi köşeye sıkıştırmak adına. Bölge halkının CHP'ye oy vermiş olması nedeniyle PKK bir şekilde CHP'nin Kürt sorunu hakkında samimiyetini sınamaya çalışıyor. Ama işin ilginci kendini Kürt sorununun önemli aktörlerinden sayan örgüt aslında bu sorunun temel taşlarından biri. Hani o taşı yerinden oynatacak ciddiyet ve cesarette bir Kürt siyasi örgütlenmesi de ortada yok. İşin kötü yanı olacağına dair bir umutta yok. 

Kısacası aslında son yapılan bütün terör saldırılarını farklı okumak hatta Erdoğan'ın, İmralı açıklamalarını da bu açıdan değerlendirmek gerekiyor. Erdoğan'ın gerekirse İmralı ile de görüşürüz tavrı önemli. Daha önce PKK ile masaya oturduğunu bile kabul etmeyen bir Başbakan'ın şimdi canlı yayında böyle bir açıklama yapması manidar. Hani hep tekrarladığım şöyle bir söz var; Bayram değil, seyran değil eniştem beni niye öptü. Peki ama bu barış için bir umut mudur? Tam tersine böyle diplomatik açıdan sürdürülmesi gereken meselelerin politik malzeme yapılması bana göre barış yanlısı değil. Hatta bu bir şekilde Erdoğan'ın bazı kesimlere direkt olarak mesaj göndermesidir. New York Times'ta yeni dünya haritası yayınlayanlara mesela bir mesajdır bu. Ne mesajıdır peki? Bu yeni dünya kadastrosunda AKP olarak yanınızdayız mesajı. Çünkü AKP devlet ciddiyetinde bu işi çözümlemek istemiş olsa üzülmeyin PKK ile masaya oturur ve hiçbirimizin ruhu bile duymaz. İngiltere IRA ile masaya oturduğunda kimsenin haberi bile olmamıştı. Ne zaman haberimiz oldu peki? IRA bir sabah çıkıp biz silah bırakıyoruz diyene kadar. O masada neler verildi ya da karşılığında ne alındı hala belli değil. Ama belli olan bir şey var IRA silah bıraktı. Daha sonra tekrar silahlanmaya çalışan bir kanat olsa da hiçbir zaman Kuzey İrlandalılardan bile destek görmedi. Kısacası zamanında IRA'yı kendi eliyle terörize eden İngiltere yine kendi bildiği yöntemlerle bu işe bir son verdi. Gerçi o dönemde ABD Başkanı ve İrlanda kökenli Bill Clinton'ın da payını unutmamak gerekir. 

Yani PKK ile masaya oturmak doğru mu? Resmi olarak tabii ki değil. Kısaca birilerinin bu süreçten haberi olması demek, bir takım güçlerin Kürt sorununda müzakere ve barış istemediklerine işarettir. Eğer siz devlet olarak kendi bölgenizde tek başına etkin olamıyorsanız ne yazık ki birilerinin kararını beklemek durumunda kalırsınız. Kürdistan haritaları hiç bir zaman olmadığı kadar sık yayınlanmaya ve ciddi yayın organlarında yer almaya başladığına göre kimsenin barış istediği filan yok. Amaç Ortadoğu ve Anadolu topraklarında kan dökmek. Şimdiye kadar kendi yöntemleriyle Ortadoğu'da tutunmaya çalışan ABD artık İngiliz usulü,böl, parçala, yönet usulüne geçmiş görünüyor. 

Sanki paramparça bir Türkiye gerçeğine doğru sürükleniyoruz değil mi? İç savaşın, yıkımın, katliamların olduğu yıllar çok uzak değil gibi. Peki ama emperyallerin bu oyunundan kurtulmanın bir yolu yok mu? Var ama ne yazık ki kendini Kürt halkının savunucusu ilan eden PKK'nın da bu planı görüp silah bırakması ancak bu süreci ortadan kaldırır. Ama işte şark kafası, PKK şu anda yeni Ortadoğu pastasından ne koparabilirim, nasıl bir güç elde ederim onun peşinde. Kısacası Türkiye kendi yarattığı bir canavarın açgözlülüğü ile boğuşmak zorunda. Hani bütün PKK kamplarını bombalasak, bütün terörist kamplarını imha etsek, hatta teröre yataklık eden herkesi içeri tıksak acaba bir kurtuluş olabilir mi? Kimsenin bilmediği bu ülke yıllardır bu terör politikasıyla yönetiliyor. İşin ilginç yanı şimdiye kadar birileri istemeden terör bitmedi bu ülkede. Siz hala 1999 yılında Öcalan'ı bizim yakaladığımızı sananlardan mısınız? 2004 yılında yeniden neden terör başladı, 2012 yılı neden terörün en azılı yıllarından biri oldu? Sebebi askeri başarısızlıklar mı? Bana cevabını verin, bu ülkede neden hala sınır karakolları teneke çatılı briketlerden örülmüş birer ölüm yuvası halinde. Bugün ülkenin doğusunda şehit düşen askerler sadece PKK'nın değil, terörden nemalanan güçlerinde kurbanı oldu. Biz burada sahadaki oyunu görmeye devam edelim. Soyunma odasında neler döndüğünü öğrendiğimizde iş işten geçmiş olacak. 

Eğer bu ülkede gerçek anlamda terörün ne olduğunu sorgulamak istiyorsanız, şehitler ölmez vatan bölünmez bakışından sıyrılmak lazım. Çünkü şehitler ölüyor, Atatürk ve silah arkadaşlarının bize emanet ettiği vatan ise bölünmeye doğru gidiyor. Çevremizdeki Kürtleri suçlamak yerine kimin bizi bu hale getirdiğini sorgulamak gerekir. Diyarbakır Cezaevinde Kürt kökenli insanlar işkence görürken, solcu olduğu için, sağcı olduğu için birileri hapislerde insanlık dışı muamele görürken Evren'in bu ülkede işkence yok sözlerine inanan vatandaş, işte bu ülkede neden terör var sorusunun cevabı orada bir yerde saklı. Hani bugün bölge halkı teröre destek veriyor diyenler biraz araştırın bakalım ateş olmayan yerden duman çıkar mı bir öğrenin. Yıllarca her Kürdü terörist görmenin insanlarda nasıl bir nefret yarattığı gerçeğini görün. 

Ve tüm bunlardan sonra önümüze sürülmeye ve inandırılmaya çalışıldığımız Kürdistan haritasıyla mesela, büyük İsrail devletinin haritalarını karşılaştırın. Hani bunu Siyonizm karşıtlığı olarak algılamamak gerekir. Tamam terimsel anlamında her türlü emperyal hedefli büyük devlet planlarına karşıyım ama bir insana Yahudi olduğu için de düşman olmam. Her neyse bir inceleyin ve şimdiki yeni Ortadoğu kadastrosunu gözden geçirin. O zaman ne demek istediğimi anlayacaksınız. Hani kendini Ortadoğu'nun ağabeyi ve hamisi olarak gören Türkiye ve Erdoğan'ın önümüzdeki on yıllık süreçte ne yapacağını yaşayarak görmek istiyorum. Bana göre Ortadoğu'nun yenilenme operasyonu bu on yıllık süreçte son bulacak. Ama süreç sonucunda bölgeye barış mı gelir yoksa bitmeyen savaşların önü mü açılır onu da sizin hayal gücünüze bırakıyorum. Hani çok iç açıcı bir tablo değil ama plan bu, bozabilirsek ne ala. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski