Suriye cephesinde değişen bir şey yok


Suriye iç savaşı gün geçtikçe daha da büyüyor ve Türkiye gün geçtikçe çok daha fazla risk alıyor. Geçen hafta bir Rusya'dan Suriye'ye hareket eden bir sivil Suriye uçağını zorla inmeye zorlayan Türkiye, dün de bir Ermenistan uçağını indirip, arayarak Suriye devletine mesaj verme gayretine giriyor. Daha indirilen Suriye uçağında ne olduğunu, nasıl bir askeri malzeme taşındığı bilinmiyor. İşin garibi Türkiye, uçağın ne taşıdığına dair istihbaratı kimden aldığını da açıklayabilmiş değil. Gerçi F-16 uçakları eşliğinde indirildiğine göre, sağlam bir Amerikan istihbaratı olduğu söylenebilir. ABD'nin eyleme destek veriyor olması da bunun göstergesi.

Bizim devlet yetkilileri ise belli ki Rusya'dan böyle sert bir tepki beklemiyordu. Rusya uçakta radar parçaları var, bunları sivil uçakla taşımak suç değil dese de, Türkiye hali hazırda konu hakkında ayrıntılı bir açıklama yapmış değil. Yine Suriye'den Türkiye'ye sığınan mülteci sayısının 100 bin sınırını geçmesi de başka bir sorun. Sorun sığınan kişilerin mülteci olmasında değil. Sorun bu mültecilerin arasına karışan askerler. İçinde El-Kaide ve Müslüman Kardeşler gibi birçok terörist grubun militanları olan sözde mülteciler şu an için Türk sınırını Esad askerlerine saldırıp geri kaçmak için kullanıyor. 

Özgür Suriye ordusu gibi, amacı, düzeni ya da komutası belli olmayan bir örgütlenmeden Suriye'de barışçıl bir çözüm beklemek ne kadar doğrudur. Bu Esad ve babasından kalan Baas rejiminin ne kadar baskıcı ve otoriter bir rejim olduğunu değiştirmez. Ama bu rejim eskiden beri böyleydi. Daha geçen sene bile ABD bu rejime destek vermeye, Türkiye aracılığıyla ikili ilişkilileri geliştirmeye çalışmıyor muydu? Hafızamız bizi yanıltmıyorsa ne zaman Lübnan Başbakanı Refik Hariri suikast sonucu öldürüldü, o zamandan sonra Ortadoğu'da namlular Suriye ve Esad'a doğru dönmeye başladı. Ama yinede, suikasta rağmen Suriye Arap Baharı akımına kadar halen ABD için bir umut kapısıydı. 

Önce Irak, şimdi de Suriye ABD çıkarlarına göre bölünme aşamasına doğru ilerliyor. Kısa süre sonra Kuzey Irak Kürt yönetiminin bağımsız olması hiçbirimiz için sürpriz olmayacak. Suriye'de ise nasıl bir bölünme olacağını kestirmek pek mümkün değil. Ama bilinen bir şey var, Suriye'nin Golan tepelerini İsrail'den alma adına sürdürdüğü dış politik ve askeri manevralar artık son bulacak. Zaten İsrail yakında Golan tepelerini korumak adına Suriye sınırından girip bir tampon bölge oluşturmazsa iyidir. Peki ama bölgede ABD'nin planladığı Ortadoğu haritası oluşabilecek mi? Bu bölgede hep başkalarının oluşturduğu haritalar kan ve gözyaşı olarak geri dönüşüme uğradı. Şimdi de değişen bir şey olmayacak. Hani bu sözde devrimleri halk gerçekleştirmiş gibi görünse de nedense devrim sonrası süreç ABD hakimiyetine giriyor gibi. Libya'da Kaddafi'yi deviren, Mısır'da Mübarek'in fişini çeken ABD, şimdi gözünü Suriye ve Esad'a dikti. 

Bu liderlerin hepsi halkına zulüm eden ve zenginlik içinde yaşayan diktatörlerdi. Yani kılıçla yaşayan kılıçla ölür misali aslında böyle bir sona varacakları ortadaydı. Ama işin kötü yanı bu saydığım ülkelerin hiçbirinde gerçek anlamda bir demokrasi ve özgürlük yok. Mısır'da düne kadar ülkede terör estiren Müslüman Kardeşler başa geçti. Libya'da durum daha da karışık. Bir tarafta ülkede başa geçen ılımlı İslamı savunan bir parti bir tarafta ise aşırı dinci grupların ülke içinde bölgesel etkinlik alanlarına sahip olması sorunu. Suriye'de de bölgede etkin olmak isteyen her türlü grubun hiç önemsemeden Özgür Suriye Ordusuna destek verdiğini görüyoruz. Esad sonrası bu ülkeninde çok karışık bir siyasi ortama sahip olacağını görmek zor olmasa gerek. Türkiye'nin tüm bu keşmekeş sırasında Suriye'ye girmek adına tezkere çıkarması ve savaşmak için her gün başka bir neden yaratma çabası ise işin başka bir çıkmaz yönü. Umalım Türkiye tarihi bir hata yapıp Suriye savaşına müdahale etmeye kalkmaz. Ama nedense bu hatayı yapmaya çok istekli gibi görünüyoruz. Bizde böyle bir milletiz. Bir şeyin hata olduğunu görmek için illa maşa kullanmadan elimizi o kora atacağız. Ne diyelim sonumuz hayır olsun. 

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski