Bizim gizli gündemimiz yok, özgürlüklerle, alkolle sorunumuz yok derken bir anda ayran mevzusu ortaya çıkınca 21.yy'da içki yasakları da memleketimize hayırlı ve uğurlu oldu. Hani konuyu neresinden tutsan elinde kalır. Burada oturup politik bir analiz yapmaya kalksam abes kaçar. Hani bu kadar ciddi bir yasağı alaya alsam, boş versem o da ayıp olur. Ne yazmak lazım. Ağzımıza gelen küfrü bu sayfalara dökmemizi mi bekliyorlar. Zaten son bir aydır Kadıköy'de saat 22'den sonra açık tekel bulmak zor işti. Şimdi adamın açık tutmak için bahanesi de kalmadı. O zaman ne yapacak insanlar ya masa altı satış yapacak ya da o boş şişeleri hükümetin kafasında kıracak.
Arkadaş sen içme, kimse sana niye içmiyorsun diyor mu? Haramsa, günahsa vebalini ben çekeceğim sana ne oluyor. Ben olsam içki satmaya devam ederim 22'den sonra. Ama işte buna kafa tutacak esnaf yok bu memlekette. Tek umudumuz alkoliklerde. Gerçekten ne yazacağımı da bilemiyorum artık. İçki yasağı da ne demek bu çağda? Bunlara yobaz dediğin zaman da kızıyorlar bu sefer. Ama işte bu yaptığınız yobazlık değilse nedir bu yobazlık dedikleri. Benim sağlığımı bırak ben düşüneyim.
Başbakan şakşakçısı liberallerin ne diyeceğini merak ediyorum şimdi. Barış projesi adı altında hepsinin ipini eline alan Başbakan'ın bu hamlesini görmeyeceklerdir bile. İçkiye yasak getiren, kendi anayasasını başkalarına dayatan, Başkanlık sistemi adı altında ülkeyi tek elde yönetme planları kuran bir adamın elinden barış beklemek. Polyana bile bu kadar iyimser değildir. Barış bir kişilik ve karakter işidir öncelikle. Toplumun genel mutabakatını arkasına almayan, alamayan isimlerle barış olmaz. Tabii ki azınlık görüşlerin temsilcilerinin de görüşleri olur ama, barışı bir devlet değil hükümet projesi olarak sunarsanız kalıcı olmasını bekleyemezsiniz.
İçkiye yasak getirmek gibi bir zihniyete sahip iktidardan kusura bakmayın ben barışa dair hiçbir şey beklemem. Şimdiye kadar çıkardığı tüm kanunlarda, tüm yargı paketlerinde kendi çıkarını gözeten, araya kendine özel maddeler sıkıştıran bir zihniyetin hiçbir şeyine ben güvenmiyorum. Güvenenler bu lanet olası iktidarın gölgesinde yaşamaya devam etsin. Ben güneşin altında kavrulmayı yeğlerim, beni koyuna çeviren bir gölgenin altına girmektense. Bırakalım insanlar ayran içip uyuklamaya devam etsin. Hani olur ya cesaretimiz olmasa bile o sokaklara çıkmaya en azından rakı sofralarında memleket kurtarmaya devam ederiz.
Bu arada, Reyhanlı, içki yasağı derken Fikirtepe projesine ne olduğu unutulup gidecek. Bölgede hak sahipleri mağdur edildi. Kadıköy'ün en değerli arazileri bir anda değersizleşti. Acaba devlet istimlak bedeli filan deyip hak sahiplerini bölgeden mi uzaklaştıracak? Daha sonra lüks konutları dikip bir anda Fikirtepe'yi "temizlemiş" olacak. Tarlabaşı'nda, Sulukule'de yaptıkları gibi. Belli ki birileri İstanbul'un en değerlenecek arazilerine gözünü dikmiş. Benden size söylemesi, Fikirtepe'de ne olacağını iyi izleyin. Orada hükümetin İstanbul'a ne yapmak istediğini göreceksiniz.
Tags:
AKP
Ayran
Fikirtepe
Gündem
Haberci Günlük
içki
içki yasağı
milli içki
rakı
Recep Tayyip Erdoğan
yasak