AKP on yılı aşkın süredir iktidarda ve tabiri caizse başımıza çöreklenmiş durumda. Seçimleri sürekli kazanacağından o kadar emin ki bu zihniyet 2023 projelerini devletin devamlılığına değil AKP'nin devamlılığına dayandırıyor. Bugün sunulan yeni bir paket, soframızı uzun süre renklendireceğe benziyor. Bu sırada artan benzin fiyatları ve ardından gelecek bilumum zamların neticemizde iz bırakmaması için bu rahatlamaya ihtiyacımız vardı. Doğrusu iktidarı bu başarılı propagandasından dolayı kutluyorum. On yıldır hiç durmadan insan şarabı yapıp, ses soluk çıkmamasını sağlamak takdir edilesi bir başarı. İnsanı, Türk Milletini çok iyi tanıyan ve onları sömürmesini iyi bilen Merkez sağcıların mirasını iyi devralmışlar belli ki.
Bugün "demokrasi paketi" olarak karşımıza çıkan son güncellemenin doğrusu içerik açısından beni şaşırttığını itiraf etmek isterim. Bu ülkede dünyanın en saçma yeminlerinden biri olan andımızı kaldırmak özellikle AKP gibi bir parti için cesaret gerektiren bir işti. İnsanların ırklara, milletlere ve milliyetlere ne kadar önem verdiğini biliyorum. Ve tabii ki yeminlere. Bu kavramlar 2. dünya savaşı sonrası çoktan anlamını yitirdi. Hala bunun ardında savrulan milletler yok değil. Ama bu çağda küçücük çocukları ne dini ne de resmi hiçbir yemin ve metinle zehirlemek doğru gelmiyor bana. Çünkü bu kadar küçük yaşta anlamsal bağlantı kuramadığı bir metni ezberlemek bu genç beyinlerin ancak çürümesine neden olur. Bunlar bana göre dua, sure v.b dini ezberi metinler içinde geçerli. Çocuklar böyle şeylere anlam yüklemedikleri ve algıları açık olduğu için kolayca ezberleyebilir. Ama siz bunları ezberlettiğiniz için o çoçuğun algısını kısmış, beyninin bir bölümünü anlamsız yere işgal etmiş olursunuz. Bunu herkesin anlamasını beklemiyorum. Ama benim Atatürk, Cumhuriyet gibi kavramları sevmem ve gerekirse Türk olmakla gurur duymam için ezbere bir yemine ihtiyacım yok. Doğrusu gelecekte bir çocuğum olduğunda da böyle bir gereksinimi olacağını düşünmüyorum.
Peki ama bu AKP'nin demokratikleşme paketini demokratik yapmaya yeter mi? Bu demokratik değil sadece cesur bir adım ve bu kadar alkış yeter AKP'ye. Yüz on barajını kaldıracağım diyor ama karşısına getirdiği seçim sistemi, barajdan daha tehlikeli bir temsil adaleti yaratıyor. Oysa mevcut sistemde baraj inmiş olsa daha adil bir sistem karşımıza çıkacak. Ama işte maksat üzüm yemek olmayınca, bağcı yediği dayakla kalmış oluyor. Bu konuda İnternet'te şimdiden çok paylaşım var ve doğrusu dar bölge seçim sistemin handikaplarını bilmek için bu yazılara ihtiyacım yok. Ama eğer biraz kafanız karıştıysa bu yazıları oy hesaplamalarını dikkate almadan okumaya çalışın. Dar bölgenin mantıklı olan tek yanı milletvekilinin parti başkanının güdümünden kurtulmasıdır. Ama bu faydayı dünyada sosyal demokrat partiler iç seçim yoluyla diğer seçim sistemlerine de kazandırmıştır. Sırf bunun için dar bölgeye ihtiyaç yok. Hatta dar bölgede fazlasıyla etnik ve bölgeci bir meclis karşımıza çıkabilir.
Peki ama başka? Kürtlere özel okullarda eğitim hakkı veriliyor. Muhtemel olarak anadil eğitimi öncesi bir nabız yoklama. Anadil eğitimi bana göre gerekli ancak bazı noktaları açıklığa kavuşturmak lazım. PKK'nın bu eğitimi, bölgede yaşayan Kürt halkına daha etkin propaganda yapmak için kullanmak istediği biliniyor. Bir Kürt devleti olmasa bile Katalan bölgesi gibi özerk, zengin ve kendi kaynaklarını kullanan bir bölge. PKK Türkiye'de böyle bir yapının peşinde gibi geliyor bana. Silah bırakma ve devletle görüşme gibi olayların arkasında bu var. Kısacası Kürt ve Türk halkı ezilmeye, egemenler ise üzerimizden para kazanmaya devam edecek. Özel okullarda Kürtçe dersi verilmesi önemli ama insanların anadilini öğrenmek için para vermesini beklemek saçma. Anadilde eğitim almak insanların hakkıdır, buna bir şey diyeceğim yok. Ama bu hakları paravan olarak kullanıp bölgedeki yeni güç dengelerini Kürt açılımlarının ardına gizlemek bana pek demokratik gelmiyor.
Başörtüsüne özgürlük, zamanı çoktan geçmiş ve sınırları da iyi çizilmiş bir demokratik açılım doğrusu paketin falsolarını örtmek ve Kemalist tayfanın nefretini çekmek için hazırlanmış belli ki. Paketin düşünce özgürlüğüne ilişkin hiç bir gelişme içermemesi, aksine gösteri ve yürüyüş için sözde daha demokratik bir uygulama getirmiş olması en büyük handikaplarından biri. Sözde diyorum çünkü, gösteri ve yürüyüş düzenlemek halen izne tabii, halen yapılan gösteri birilerinin işine gelmezse kanunsuz ilan edilebiliyor. Diğer bir saçmalık ise nefret söylemi, Irkçı söylem ve eylemler tehlikelidir ancak özellikle söyleme dair getireceğiniz kısıtların nasıl olacağı daha da önemlidir. Nefret söylemini engellemek adına ifade özgürlüğünün kısıtlanacağına dair işaretleri sadece ben değil bir çok kişi alıyor. Nefret suçlarına dair bir yaptırım getirmek daha mantıklı ama hükümetin böyle bir niyeti yok gibi. Daha çok bu ülkede uzun süredir konuşulan bir çok reform süzülüp, padişahın hoşuna gidecek şekilde kırpılıp "ileri demokrasi" kıvamına getirilmiş gibi görünüyor.
Bu "reformlar" gerçekleşirse 2023 şimdiden garanti altında olacak gibi geliyor bana. Ne diyelim, ileri demokrasinin ikinci yarısı şimdiden hepimize hayırlı olsun.
Bugün "demokrasi paketi" olarak karşımıza çıkan son güncellemenin doğrusu içerik açısından beni şaşırttığını itiraf etmek isterim. Bu ülkede dünyanın en saçma yeminlerinden biri olan andımızı kaldırmak özellikle AKP gibi bir parti için cesaret gerektiren bir işti. İnsanların ırklara, milletlere ve milliyetlere ne kadar önem verdiğini biliyorum. Ve tabii ki yeminlere. Bu kavramlar 2. dünya savaşı sonrası çoktan anlamını yitirdi. Hala bunun ardında savrulan milletler yok değil. Ama bu çağda küçücük çocukları ne dini ne de resmi hiçbir yemin ve metinle zehirlemek doğru gelmiyor bana. Çünkü bu kadar küçük yaşta anlamsal bağlantı kuramadığı bir metni ezberlemek bu genç beyinlerin ancak çürümesine neden olur. Bunlar bana göre dua, sure v.b dini ezberi metinler içinde geçerli. Çocuklar böyle şeylere anlam yüklemedikleri ve algıları açık olduğu için kolayca ezberleyebilir. Ama siz bunları ezberlettiğiniz için o çoçuğun algısını kısmış, beyninin bir bölümünü anlamsız yere işgal etmiş olursunuz. Bunu herkesin anlamasını beklemiyorum. Ama benim Atatürk, Cumhuriyet gibi kavramları sevmem ve gerekirse Türk olmakla gurur duymam için ezbere bir yemine ihtiyacım yok. Doğrusu gelecekte bir çocuğum olduğunda da böyle bir gereksinimi olacağını düşünmüyorum.
Peki ama bu AKP'nin demokratikleşme paketini demokratik yapmaya yeter mi? Bu demokratik değil sadece cesur bir adım ve bu kadar alkış yeter AKP'ye. Yüz on barajını kaldıracağım diyor ama karşısına getirdiği seçim sistemi, barajdan daha tehlikeli bir temsil adaleti yaratıyor. Oysa mevcut sistemde baraj inmiş olsa daha adil bir sistem karşımıza çıkacak. Ama işte maksat üzüm yemek olmayınca, bağcı yediği dayakla kalmış oluyor. Bu konuda İnternet'te şimdiden çok paylaşım var ve doğrusu dar bölge seçim sistemin handikaplarını bilmek için bu yazılara ihtiyacım yok. Ama eğer biraz kafanız karıştıysa bu yazıları oy hesaplamalarını dikkate almadan okumaya çalışın. Dar bölgenin mantıklı olan tek yanı milletvekilinin parti başkanının güdümünden kurtulmasıdır. Ama bu faydayı dünyada sosyal demokrat partiler iç seçim yoluyla diğer seçim sistemlerine de kazandırmıştır. Sırf bunun için dar bölgeye ihtiyaç yok. Hatta dar bölgede fazlasıyla etnik ve bölgeci bir meclis karşımıza çıkabilir.
Peki ama başka? Kürtlere özel okullarda eğitim hakkı veriliyor. Muhtemel olarak anadil eğitimi öncesi bir nabız yoklama. Anadil eğitimi bana göre gerekli ancak bazı noktaları açıklığa kavuşturmak lazım. PKK'nın bu eğitimi, bölgede yaşayan Kürt halkına daha etkin propaganda yapmak için kullanmak istediği biliniyor. Bir Kürt devleti olmasa bile Katalan bölgesi gibi özerk, zengin ve kendi kaynaklarını kullanan bir bölge. PKK Türkiye'de böyle bir yapının peşinde gibi geliyor bana. Silah bırakma ve devletle görüşme gibi olayların arkasında bu var. Kısacası Kürt ve Türk halkı ezilmeye, egemenler ise üzerimizden para kazanmaya devam edecek. Özel okullarda Kürtçe dersi verilmesi önemli ama insanların anadilini öğrenmek için para vermesini beklemek saçma. Anadilde eğitim almak insanların hakkıdır, buna bir şey diyeceğim yok. Ama bu hakları paravan olarak kullanıp bölgedeki yeni güç dengelerini Kürt açılımlarının ardına gizlemek bana pek demokratik gelmiyor.
Başörtüsüne özgürlük, zamanı çoktan geçmiş ve sınırları da iyi çizilmiş bir demokratik açılım doğrusu paketin falsolarını örtmek ve Kemalist tayfanın nefretini çekmek için hazırlanmış belli ki. Paketin düşünce özgürlüğüne ilişkin hiç bir gelişme içermemesi, aksine gösteri ve yürüyüş için sözde daha demokratik bir uygulama getirmiş olması en büyük handikaplarından biri. Sözde diyorum çünkü, gösteri ve yürüyüş düzenlemek halen izne tabii, halen yapılan gösteri birilerinin işine gelmezse kanunsuz ilan edilebiliyor. Diğer bir saçmalık ise nefret söylemi, Irkçı söylem ve eylemler tehlikelidir ancak özellikle söyleme dair getireceğiniz kısıtların nasıl olacağı daha da önemlidir. Nefret söylemini engellemek adına ifade özgürlüğünün kısıtlanacağına dair işaretleri sadece ben değil bir çok kişi alıyor. Nefret suçlarına dair bir yaptırım getirmek daha mantıklı ama hükümetin böyle bir niyeti yok gibi. Daha çok bu ülkede uzun süredir konuşulan bir çok reform süzülüp, padişahın hoşuna gidecek şekilde kırpılıp "ileri demokrasi" kıvamına getirilmiş gibi görünüyor.
Bu "reformlar" gerçekleşirse 2023 şimdiden garanti altında olacak gibi geliyor bana. Ne diyelim, ileri demokrasinin ikinci yarısı şimdiden hepimize hayırlı olsun.
Tags:
AKP
andımız
demokrasi
demokrasi paketi
Gündem
Haberci Günlük
İleri demokrasi
reform
seçim barajı
Siyaset