Başbakana haykırışlar


Hani aslında kalemimizden yeni döküldü Berkin Elvan için birkaç kelam. Kendimizce daha yeni fikirler ürettik. Belki gereksiz kaldı belki de çok yetersizdi ama bir şey yazdık sonuçta. Ama ne yazık ki öyle bir memlekette yaşıyoruz ki daha gün içinde ve hatta o an içinde yazdıklarınız bile eriyip anlamını yitiriyor. Kendine bu ülkenin başbakanı diyen, seçimle halkın oyuyla bir şekilde o koltuğu işgal eden sözde lider, bugün yine bayramlık ağızlarımızı açıp ölmüş annesine istemeden hakaret etmemize neden oldu. Elbet bunun hesabını da bir yerde verecektir.

Kendi akgençlik v.b. örgütlenmelerinin twitter üzerinden yaydığı yalanlara, aç bir aslanın avının üzerine atladığı gibi atlayan başbakan, 15 yaşında ekmek almak için evden çıkan bir genci ayaküstünde kırk yalan uydurarak terörist ilan etti. Hadi her şeyi geçelim, bu çocuk gerçekten eyleme katılmış, orada bulunmuş olsun. Bu polisin göstericilere doğrultarak gaz fişeklerini atmasını normalleştirir mi? Eğer insanlıktan nasibinizi almadıysanız sizin için böyle şeyler normaldir. Gezi eylemlerine, şehri yakıp yıktı anarşistler diye bakıyorsanız sizin Berkin Elvan'ın yanında olmanızı beklemem. Hani insanlık sonradan öğrenilmiyor ne yazık. İçinizde yoksa yeşertmeye çalışmayın.

Seçim meydanlarına çıkıp, bir annenin tüm masumiyetiyle oğlu oynasın diye mezarına attığı misketleri, terörist saldırı silahı olarak görmek bir insanın dünyaya nereden baktığını az çok ortaya koymaya yeter. Utanmasa kalkıp, zaten Alevi çocuğu işte ne olmasını bekliyorsunuz diyecekti ama içinde kaldı, yaratılanı sevdik yaratandan ötürü projesine uygun olmazdı. Bir tarafta Berkin'in bir tarafta Burak'ın babası bir araya gelmiş, evlatları için birlikte ağlıyor, o ülkenin kendine başbakan diyen zatı çıkmış meydanlara 15 yaşında polis tarafından öldürülmüş bir çocuğu terörist ilan ediyor. İşin en acı tarafı ise kendini insan diye tanıtan bazı müsveddelerin hala böyle bir adamı alkışlama ve yüceleştirme törenlerine devam ediyor olmaları.

Hani  bu kadar sert olmasını istemezdim ama daha evladını yeni kaybetmiş, yaklaşık sekiz ay başında beklemiş, geceler boyu ağlamış bir anayı meydanlarda yuhalatan bir adamı şakşaklamak benim siyasi hoşgörü anlayışıma bile geniş gelir. Göğsünüzde kalp yerine ne taşıdığınızı bilmem ama sırf sizin gibi düşünmeyenler savunuyor diye bir çocuğun masumiyetini sorgulamak, gaz fişeği ile öldüğü ortadayken polisin pisliğini çamurla kapamaya çalışmak bana pek adamlık gibi gelmiyor. Belki size çocukken ana babalarınız polislerin her zaman masum ve haklı olduğu masallar anlattı. Siz belki bayram değil seyran değil, devlet amca bizi niye öptü diye sorgulamaya alışmadınız. Sizin dünyanıza göre Berkin, çirkin kara kuru ve sizin deyiminizle büyüyünce terörist olmak için doğmuş olabilir. Ama işte sizin tüm bu sapkın ve insanlık dışı dünya algınız beni zerre kadar ilgilendirmiyor. Sizin faşizanca dünya algınız nedeniyle biz böyle bir adamın başbakanlığına katlanmak zorunda değiliz. Sırf sizin gibi insanların hoşuna gitmiyor diye Berkin Elvan gibi devlet tarafından katledilen çocuklara gözümü kapatacak değilim.Sırf sizin için devlet kutsal diye her kazık yediğimde devlete bir yerlerimi sorgusuz sualsiz dönmeyeceğim.

Umarım bir gün gelir, devletin değil içindeki insanların kutsal olduğunu anlarsınız. Nasıl reçel kavanozu içinde reçel olmadan anlamsızsa, devlette içinde insan olmadığı, o reçeli yani insanı koruyup kollamadığı sürece anlamsızdır. Ben bazı insanların bu gerçeği kavrayamadan öleceği kanısındayım. Ne yazık ki bu çağa gelmişiz halen taş kafalı insanlar var etrafımızda. Hayat denen mucizenin böyle bedenler içinde boşa gitmesi ne acı. Oysa Berkin'in tüm bu taş kafalardan daha fazla ihtiyacı vardı bu mucizeye.

Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski