İsrail 72 saatlik ateşkes ilan etmiş. Ne yapmamız gerekiyor acaba, kutlayalım mı İsrail'i? Gazze'yi kan gölüne çevirip birde Filistin'le alay eder gibi 72 saat ateşkes ilan ettim ne demek? Sivil halka saldırıp sanki ortada eşit şartlarda bir savaş varmış gibi davranmak nasıl bir şımarıklıktır. Batının besleyip büyüttüğü ve şımarttığı bu çocuk yıllardır Filistin halkına kan kusturuyor. Dün El Fetih'in mücadelesine burun çevirenlerin bugün Antisemitist tavırlarla Filistin davasına sahip çıkmasına ne demeli?
Gazze'de çocuklar ölmüş, Avrupa Birliği, çok güçlü kınıyoruz gibi trajikomik bir ifade kullanmış. Ne demek lazım acaba böylesine. Masum çocuklar katledilirken, insanlar Gazze'de ölümle köşe kapmaca oynarken bu sözde politikacılar çok eğleniyor olmalı. İşin acı tarafı daha öncede dediğim gibi İsrail'in bunu sürekli tekrarlayıp herhangi bir yaptırımla karşılaşmamış olması. Kurulduğu günden beri korunan ve kollanan İsrail altı gün savaşı sonrası bölgede tek güç olduğunu fazlasıyla kanıtladı. Küçücük bir toprak parçasıyla tüm Ortadoğu'yu titretirsen ve arkanda batı dünyası olursa daha azını beklemek hata olur.
Hani yazacak bir şeyde kalmadı artık. İsrail'in katliamları anlatmakla bitmiyor ne yazık ki. Anlattıkça da azalmıyor. Türkiye'nin alacağı politik duruş önemli ama daha öncede dedim, bu terör devletine karşı batı dünyası tavır almazsa iş önü alınamayacak büyük bir katliama dönüşecek. Faşizmin tarihte faşizmi doğurduğu ortada ama Hitler'in Soykırımı'nın böylesine faşizan bir Yahudi devleti doğurmasını kimse beklemezdi. Hitler sonrası gelişen korumacı içgüdü toplumun her yerine öyle bir işlemiş ki en ufak eleştiriyi bile Yahudi düşmanlığı olarak görüyorlar. El Fetih ve Hamas ile olan çatışmalar, Arap devletleriyle olan savaşlarda İsrail'in özellikle Arap halkını düşman algılamasına neden oldu. İsrail'de zorunlu askerlik uygulaması, kadınlarında askerlik yapması da toplumu fazlasıyla militarize etmiş durumda. Sürekli savaş ve şehir içinde patlayan bombalar halkın her türlü katliamda devletin arkasında olmasına neden oluyor. Hatta bazı aşırı dincilerin devletin kabul ettiği anlaşmaları bile kabul etmeyip Yahudi yerleşim alanlarını terk etmediğini de biliyoruz.
Böyle bir toplumsal yapı, siyasetçilerin özellikle aşırı sağ siyasetin önünü açıyor. Netenyahu ve ondan önce Ariel Şaron gibi örnekler bize bunu kanıtlıyor. Askerliği döneminde büyük katliamlara katılmış ve kasap lakaplı Şaron'un İsrail'de Başbakanlık yapmış olması bile son dönemlerde İsrail toplumunu ve bugün ardı ardına Gazze'ye yapılan saldırıların neden bu kadar şiddetli olduğunu anlamamıza yetiyor.
Bu arada ateşkes ilan edildikten iki saat bozuldu. Burada yazdıklarımızın da bir anlamı kalmadı desenize.
Gazze'de çocuklar ölmüş, Avrupa Birliği, çok güçlü kınıyoruz gibi trajikomik bir ifade kullanmış. Ne demek lazım acaba böylesine. Masum çocuklar katledilirken, insanlar Gazze'de ölümle köşe kapmaca oynarken bu sözde politikacılar çok eğleniyor olmalı. İşin acı tarafı daha öncede dediğim gibi İsrail'in bunu sürekli tekrarlayıp herhangi bir yaptırımla karşılaşmamış olması. Kurulduğu günden beri korunan ve kollanan İsrail altı gün savaşı sonrası bölgede tek güç olduğunu fazlasıyla kanıtladı. Küçücük bir toprak parçasıyla tüm Ortadoğu'yu titretirsen ve arkanda batı dünyası olursa daha azını beklemek hata olur.
Hani yazacak bir şeyde kalmadı artık. İsrail'in katliamları anlatmakla bitmiyor ne yazık ki. Anlattıkça da azalmıyor. Türkiye'nin alacağı politik duruş önemli ama daha öncede dedim, bu terör devletine karşı batı dünyası tavır almazsa iş önü alınamayacak büyük bir katliama dönüşecek. Faşizmin tarihte faşizmi doğurduğu ortada ama Hitler'in Soykırımı'nın böylesine faşizan bir Yahudi devleti doğurmasını kimse beklemezdi. Hitler sonrası gelişen korumacı içgüdü toplumun her yerine öyle bir işlemiş ki en ufak eleştiriyi bile Yahudi düşmanlığı olarak görüyorlar. El Fetih ve Hamas ile olan çatışmalar, Arap devletleriyle olan savaşlarda İsrail'in özellikle Arap halkını düşman algılamasına neden oldu. İsrail'de zorunlu askerlik uygulaması, kadınlarında askerlik yapması da toplumu fazlasıyla militarize etmiş durumda. Sürekli savaş ve şehir içinde patlayan bombalar halkın her türlü katliamda devletin arkasında olmasına neden oluyor. Hatta bazı aşırı dincilerin devletin kabul ettiği anlaşmaları bile kabul etmeyip Yahudi yerleşim alanlarını terk etmediğini de biliyoruz.
Böyle bir toplumsal yapı, siyasetçilerin özellikle aşırı sağ siyasetin önünü açıyor. Netenyahu ve ondan önce Ariel Şaron gibi örnekler bize bunu kanıtlıyor. Askerliği döneminde büyük katliamlara katılmış ve kasap lakaplı Şaron'un İsrail'de Başbakanlık yapmış olması bile son dönemlerde İsrail toplumunu ve bugün ardı ardına Gazze'ye yapılan saldırıların neden bu kadar şiddetli olduğunu anlamamıza yetiyor.
Bu arada ateşkes ilan edildikten iki saat bozuldu. Burada yazdıklarımızın da bir anlamı kalmadı desenize.