Korunamayan korular üzerine




Kişisel hayatımdaki dalgalanmalardan sıyrılıp gerçek hayata dönmenin vakti geldi. Validebağ Korusu'nda Cami yapılacak diye yapılacak ağaç katliamı önemli bir mesele. Evet kabul koru eski ihtişamından uzak ve bir anlamda koruluğunu yitirmiş. Ama zaten koru bu hale kendi kendine gelmedi. Yıllardır uygulanan imar ve iskan politikaları Validebağ gibi İstanbul'un çok önemli yeşillik alanlarını yok olmanın eşiğine getirdi. Ne yapalım yok olmaya yüz tutmuş madem, son bir Cami yapıp işi sonlandıralım mı diyorsunuz?

Çamlıca'ya cami dik, Validebağ'a dik acaba bölgede cami kıtlığı mı var? Hani sonuçta ihtiyaca göre değil midir cami v.b. dini mabetlerin yapımı. Hayır ben yanlış biliyorsam başka ama burada önemli olan şey ihtiyaç. Validebağ bölgesinde bu ihtiyacı karşılayacak çok fazla cami varken neden koru? Yanlış hatırlamıyorsam daha öncede koruda otopark yapılmak istenmiş ve engel olunmuştu. Belli ki bölgede bir rant var ve birileri bu parsayı toplamanın peşinde. İnsanlar iyi bir şekilde örgütlendi ama bir Gezi yaratmak güç. Gezi'de daha önce kendini sokaklara atmamış bir nesilin heyecanı vardı. Bugün Gezi o nesil için arkadaşlarına anlattığı bir kahramanlık destanı sadece. Hani belki bir gün malzeme tükenir ve selfie yapacak bol gazlı bir eylem ararsa yeni bir heyecan çıkar ortaya. Buradan Gezi'ye katılan o büyük genç kalabalığın ne yazık ki eyleme değil eğlenmeye geldiğini anlıyoruz. 

Bunu ilk Kobane'de gördük diyen insanlarda azınlıkta değil. Ama orada eylemsel liderliği elinde tutan Kürtlerin işi Apo merkezine çekmesi gibi bir sorun var. Tabii ki Gezi'ye katılan apolitik genç kuşağın böyle bir eyleme katılması beklenemez. Ben bu apolitik gençliği suçlamıyorum aksine onların politik farkındalığını anlayamayıp bunu siyasi mecraya taşıyamayan sol kesimi suçluyorum. Bu kuşaktan bir şeyler öğrenip siyaseti farklılaştırmak yerine bu heyecanı kullanmaya çalıştılar. Öyle ki eylemler bir yerden sonra parti flamalarının yarışına döndü. Hani iş Gezi'nin ekmeğini yemek oldu bir yerden sonra. O ekmeğin bir gün biteceği belliydi. Tamam kabul, forumlarla bu gençliğin enerjisi uzun süre ayakta kaldı. Ama bu forumların siyasi etkisi ne yazık ki olmadı. Bu siyasi etki için kimse elini taşın altına sokmadı mesela. 

Belki bu yeni nesil siyaset anlayışının bize kattığı en önemli şey sanal imza kampanyalarıdır. Doğrusu sokakta, forumlarda halledilemeyen bir çok sorun sanal kampanyalar ile halledildi. Hani sosyal ağların ciddi anlamda bir gücü var. Bunu siyasi partiler kullanmaya başladı. Ama önemli olan sivil halkın bu önemli gücü kullanabilmesi. Ya da şöyle diyelim doğru yerde doğru şekilde kullanılması. Yeni nesil bize sorgulamayı öğretmedi belki ama çoğumuza bu önemli aracı hatırlattı. Hayatlarını nedenler üzerine kuran ama sonuç ilişkisini kurmakta sorun yaşayan bir nesil. Ama neden demek ve sorgulamakta bir başlangıçtır. Umarım Gezi'nin yarattığı atmosfer bu kuşakta yeni bir ufuk açmıştır. Bizim gibi arada kalmış bir kuşaktan sonra sorgulayan bir kuşağa bu ülkenin ihtiyacı vardı. Umarım bu sorgulamaları doğru yerde ve doğru zamanda yaparlar. Umarım bu siyasetten uzak tavırları ülkenin nasıl yönetildiğini sorgulamalarını da engellemez. Gezi'de engellemediğini gördük ama benim korkum bu genç kuşağın siyasete daha şimdiden küsmüş olması.


Yorum Gönder

Görüşlerinizi paylaşın

Daha yeni Daha eski